İskender Öksüz

Karar

Eğitimde yapay zekâ devrimi mi

Aklımda evirip çevirip durduğum iki konu vardı. Biri, okuyucularıma da sıkça anlattığım yapay zekâ. Diğeri ilk okuduğumdan beri aklıma takılan ve eğitimcilerin "Bloom'un iki sigması" dedikleri deneyin çarpıcı sonucu.Eylül'den beri yine kafamda ve dost meclislerinde bu iki meseleyi bir araya getirip "acaba" başlıklı konuşmalar yapıyordum. Acaba, yap

Alkışı ilk bırakan olma!

Sözüm meclisten dışarı, otoriter rejimlerde sıkça rastlanan bir davranış var. Otoriter rejim otoriter bir lider gerektirir, tabiatıyla. Otoriter liderin de bir partisi; öl deyince ölen, vur deyince vuran bendeleri ve parti üyeleri olsa gerek. O yarı tapınma hâlini 1980 yılı haziranında, İran'da görmüştüm. Rejim yeni değişmişti ve sıkça Humeyni miti

Beyinler göçüyor

Toplum Çalışmaları Enstitüsünden (toplum.org.tr) bu defa da beyin göçü konulu bir rapor geldi. Enstitü, kâr gayesi gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu. Kamuoyu yoklamaları yapıyor fakat başka faaliyetleri de var. Belirli konularda, daha önce yapılmış çalışmaları birleştirip uzman raporları hazırlıyorlar. Anketlerin, istatistiklerin birleştirilip yor

"Sınır eğlenceleri"

Bu adamlar ülkelerin sınırlarını yeniden çizme, devletleri kendilerine göre "doğru boya" indirme, milletleri cezalandırma hakkını nereden buluyorlar diye sorabilirsiniz. Cevabı şu: Onlar, endüstri devriminden, hatta aydınlanmadan beri kendilerinde o hakkı görüyor. Rahmetli Alev Alatlı buna "aydınlanmanın kibri" derdi. Merhametsiz bir kibir. Onlar ü

Alıştıra alıştıra

Akşam, bir emekli asker dostumla sohbet ediyorduk. Konu, Rus-Ukran savaşında Rusların zırhlı birlikleri geri plana alıp piyade taarruzuna başladıklarıydı. Ruslar, bu yolla cephedeki kilitlenmeyi çözüp ilerlemeye başlamışlar. "Paşam", dedim, "Prof. Konuralp Ercilasun'la birlikte Çin Dünyaya Hâkim mi Olacak diye bir kitap yazmıştım. Orada alıntıladığ

Seyfi üryan tutmak beyanı husumet midir

Bakınız, bütün davranışları hemen kötülüktendir diye etiketlemeyiniz. Geçen yazımda Bonhoeffer'e atıf yaparak anlattığım gibi ters davranışlar kötülükten değil aptallıktan, cehaletten de kaynaklanabilir.Cehalet insanı yanıltır. Bilmediğiniz için kalkıştığınız yanlış işler, sarf ettiğiniz saçma sözler, kötü niyetinize yorumlanır. Onun için özellikle

Yalan değil aptallık

Bazen Atatürk'e, bazen laikliğe, her zaman Türkçülüğe saldıranların yalan söylediklerini düşünüp kızıyordum. Öyle ya, insanın en incindiği hâllerden biri kendine yalan söylenmesidir. Bir kere bana yalan söylenmesi, aptal yerine konmak, manipüle edilmek anlamına geldiği için hakarettir. İkincisi, karşımda insan kılığında bir canlı vardı fakat yalan

Türkülü siyasete şarkılı bir yazı

Konuşup da bir şey söylememeyi sanat hâline getirmişler. İma ediyorlar, işaret ediyorlar. Hani 19. asırda Kâğıthane'de, ince yaşmakla o cuma seyre çıksalar mutlaka ama mutlaka mendillerini de düşürü düşürüverecekler. Fakat sözler gayetle ölçülüp biçilip hazırlanmış. Tepki yükselirse rahatlıkla, "Ben onu demek istememiştim." savunmasını garantiye al

Batı yanlısı devlet kurulacak

Ralph Peters adında bir Amerikan yarbayı, 1 Haziran 2006 tarihinde "Armed Forces Journal Silahlı Kuvvetler Dergisi"nde bir makale yayımladı. Makalenin ekinde çevremizdeki ülkelerin sınırlarını yeniden çizen bir de harita var. Bu harita o günden bu yana meşhur oldu. BOP haritası, diye tanındı. Bu haritanın iki ayrı NATO toplantısında "bir bakalım b

Elektronik meydan demokrasisi

Yakın tarihin en büyük gaflarından biri "Çözüm Süreci" idi.. Bir mekânda, bir AKP milletvekili dostumla sohbet ediyorduk. Telefonuna bir mesaj geldi. Baktı ve "Buyurun" dedi, "Trakya'da 7'ye düşmüşüz." Bu sonucun o günlerde basında paylaşıldığını hatırlamıyorum. Belki anket yapmak bugünkü kadar kolay ve hızlı değildi. O günlerde anket sonuçları kam