İskender Öksüz

Karar

Görsel, okutsal, dinlesel

Ramazanın güzel taraflarından biri de iftar sohbetleri. Hem ramazan hem pazar. Siyasetin edepsizliklerinden, harp ve darpten bıkmışsınızdır diye bunu bir sohbet yazısı yapayım dedim.İnternet çağının getirdiklerinden biri de saf sözün yokluğudur. Şunu demek istiyorum: İster haber olsun ister yorum, ister Web sayfası ister televizyon, metnin veya kon

Millet ve milliyet önemli mi yoksa

Geçen asrın sonunda, sözde "bilimsel" sosyalizmin saldırısı devam ederken ona karşı dillendirilen itirazlardan biri, "insan tabiatına aykırılık" idi. Buna, aynı anlamda, "İnsan fıtratına aykırı." diyenler de vardı. Mülkiyet duygusu, sahiplik, insanın fıtratına kazınmıştı. Evlatlarına miras bırakmak, hayata bir avantajla başlamalarını sağlamak da öy

Pe Ke Ke barış, demokrasi, hukuk

Ağzım açık seyrediyorum. PKK'nın "önderi" Abdullah Öcalan barış çağrısı yapıyor. "Barış ve demokratik toplum çağrısı." Zaten Apo, PKK, yani Pe-Ke-Ke deyince aklınıza ilk gelen nedir Barış değil mi! Soyadından belli barışçılığı. Bir de demokrasi! PKK'yı bu işin ilmini bilenler "Stalinist örgüt" diye tanımlardı. Hani Apo'nun "reel sosyalizm" dediği v

Kitap yayıncılığı nereye

Kitap yayıncılığının geleceği müzmin merakımdır. Kitap sevgisinin, kitap yazarı olmanın ötesinde bir merak, çünkü 70'li yıllarda Töre-Devlet Yayınevi'nin yöneticisiydim ve Töre-Devlet başarılı bir yayıneviydi. Emine Işınsu'nun, Erol Güngör'ün, Necmettin Hacıeminoğlu'nun, Dündar Taşer'in, Abdurrahim Karakoç'un kitaplarını biz yayımladık; benim en ço

Sovyet fıkraları

Totaliter rejimde nasıl muhalefet yapılır Tolstoy'un mutlu ve mutsuz aileler için söyledikleri geldi aklıma: "Mutlu aileler birbirine benzer. Mutsuz ailelerin her biri kendi tarzında mutsuzdur." Totaliter ve demokratik rejimlerde bunun tersi geçerli. Her demokrasi kendi tarzında demokrasi ama totaliter rejimler birbirine benzer.Bu düşüncelerle tota

Dünya dönüyor sen ne dersen de

Geçen pazarki yazıma gelen yorumlara baktım Okuyucularım sağ olsun, yorumlarını ilgiyle okuyorum ve bana yeni ilhamlar veriyorlar. Bir şey fark ettim. Sanki bilim bilgiye eşitmiş gibi bir kabul var. Daha beteri yer yer bilgiye de sadece mantıkla, akılla erişildiği yanlışına düşülüyor. Hâlbuki emin olunuz, bilimin baş düşmanı mantıksızlık değil, man

İlerici Gerici

Geçen asırda yıllarımız "İlerici!", "Gerici!" bağrışlarıyla geçti. Comte, Hegel, Marks; hepsi, toplumların "tekâmül" ettikleri iddiasındaydı. Tekâmül ediyorlar, olgunlaşıyor, kemale yani daha az iyiden daha çok iyiye gidiyorlardı. Bu kadarla kalsa neyse. İşin en vahim yönü, iyiye gidişin mutlaka tek ray üzerinde yürüyeceğiydi. Zorunlu aşamaların he

Karanlıkta bilimin mum ışığı

Gerçeğe nasıl ulaşırsınız Bu maalesef gayet anlamlı bir soru. İçinde bulunduğumuz bu gerçek sonrası, post-hakikat çağında öyle.Post-hakikat galiba post-modernitenin arabeski. Post-modernlik de "bilimsel sosyalizm"in. Tam dünyayı kuran saati bulmuşlardı, adını "tarihi maddecilik" koydular. Tez-antitez-sentez ve her şey içinde kendi zıddını taşırdı..

Kuzey Kore düşünsün

Otoriter rejim sarmalından söz etmiştim. Döne döne yükselen bir totaliterlik. Kendi kendini besleyen bir hukuksuzluk süreciDoğada kendi kendini besleyen süreçlere pek rastlamazsınız. Çünkü bunlar bir patlamayla son bulur; kendi kendilerini yok eder. O yüzden ortada bulamazsınız. Patlamış ve yok olmuşlardır. Diktatörlükler de öyle mi Otoriter, gitti

Türkiye de değişiyor maşallah

Dünyaları değişirken insanlar pek de farkında olmuyor. Şüphesiz, Gutenberg'in hareketli hurufatla matbaayı keşfetmesi bütün insanlık tarihinin en önemli anlarından biridir. Ne yani Matbaa icat oldu artık kitaplar ucuzlayacak ve herkes okuyacak diye insanların sokağa çıkıp "Yaşasın!" diye bağırdığını mı sanıyorsunuz Ruhları bile duymamıştır. Gutenbe