Tek adam rejimleri ve demokratik sistemler

Son olarak Rusya'da yaşanan dramatik hadiseler gösterdi ki, tek adam rejimlerinin ülkelerini getirdikleri son nokta; savaş, çatışma, gerilim huzursuzluk, fakirlik ve sefalettir.Birinci sınıf bir demokrasiyi uygulayan demokratik rejimler de, ülkelerini toplumsal huzur, sükûn, kalkınma ve zenginliğe ulaştırmışlardır. ABD ve AB gibi devletlerde, yöneticileri murakabe eden güçlü bir meclis, bağımsız bir yargı, hür basın, demokratik şuura sahip, yanlışları sorgulayan uyanık bir halk vardır. Adı geçen ülkelerde idareciler keyfi, kanunsuz işler yapmaya cesaret edemezler, yapmaya kalkarlarsa birkaç sene evvel ABD'de olduğu gibi hür basın yanlışlara dikkat çeker, halk demokratik tepkisini ortaya koyar, sonra yargı devreye girer ve müsebbiplerin yakasına yapışır. Oralarda bu duruma düşen idarecilerin siyasî hayatı sona erer. Tek adam rejimlerinde hür bir meclis ve sağlıklı bir meşveret yoktur. Orada etkisiz, talimatla iş yapan göstermelik bir meclis vardır. Her şeye tek bir adam karar verir. Bir adam, dahi de olsa, uzmanlarına danışmadan bir iş hakkında alacağı kararda isabet etmesi zordur. Tek adamın devlet işinde alacağı kararın hatalı olması halinde, bu işin olumsuz sonuçları sadece kendisi ile sınırlı kalmaz, bilâkis bütün toplum kesimlerini etkiler ve telâfisi çok zor zararlara yol açar. Yakın geçmişte tek adam rejiminin Irak'ı, Suriye'yi, Mısır'ı, Libya'yı nasıl acıklı, perişan bir hale getirdiğini görmüştük. Ne yazık ki halkımızın çoğunluğun onay verdiği tek adam rejiminin, ülkemizi getirdiği son nokta demokrasinin, adaletin ve hürriyetlerin askıya alındığı, hesap edilemeyen derin siyasî ve ekonomik bir kriz ve bunun sonucunda toplumsal çatışma, gerilim, huzursuzluk, fakirlik ve sefalet olmuştur. Geçen hafta Rusya'da yaşanan olaylarda tek adam rejimi başının, dünya ülkelerinin ısrarlı uyarılarına rağmen tek başına aldığı bir kararla, ülkesini savaşa sokarak hem kendi devletini, hem de saldırdığı ülkeyi nasıl can ve mal