Demokratlar nasıl bu hale geldiler -10

Kemalist derin odaklar, 28 Şubat sürecinde REFAHYOL koalisyonun büyük ortağı Refah Partisi mensuplarının dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan tavırlar sergilemelerinin faturasını Koalisyonun diğer ortağı DYP'ye kesmişlerdi.

DYP yönetiminin, 28 Şubat krizinde doğru ve kararlı bir tavır göstermemesi sebebiyle önemli şahsiyetler partiden koptular ve Demokrat Türkiye Partisini kurdular.

O dönemde gücü zayıflamış bir halde 1999 seçimlerine giren DYP, 12 oy oranıyla 85 milletvekili çıkararak barajı aşan son parti olabildi. Derin odaklar, onu oyun dışı bırakarak seçimlerde öne geçen DSP lideri Bülent Ecevit Başbakanlığında MHP ve ANAP'ın da ortak olduğu koalisyon hükümetini kurdurdular. (Tr.wikipedia.org)

Ecevit Hükümeti, darbecilerin yönlendirmesiyle 28 Şubat kararlarını devlet gücüyle acımasızca uygulayarak dinî gruplar üzerine baskı kurdu, dinî eğitim veren İHL'ler ve Kur'an Kurslarının önlerini kesti. Başörtüsü yasağını bütün üniversiteleri, kamu kurum ve kuruluşları, hatta İHL'lerini kapsayacak şekilde yaygınlaştırdı.

Refah Partisi'nin iktidara gelmesiyle o döneme kadar demokrat idarelerinin açtıkları hürriyet zeminde Nur Talebeleri ve diğer dinî grupların elde ettikleri 30 40 yıllık kazanımlar, büyük bir darbe yiyerek geri gitti.

DYP'nin Tansu Çiller liderliğindeki yönetim kadrosunun, kaygan siyasî zeminde demokrat kitleyi bir arada tutma becerisi gösterememesi, 28 Şubat zulümlerine maruz kalan ve demokratlara ümit bağlayan bir kısım dindar gruplara sahip çıkmaması, önemli bir kitlenin başka adreslere yönelmesine yol açtı. Öte yandan Refah partisi geleneğinden gelen, liderliğini R. Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bir grup, AKP'yi kurup Milli Görüş gömleğini çıkardıklarını ve muhafazakâr demokrat olduklarını beyan ederek 28 Şubat mazlumları pozisyonunda siyasî meydana çıktılar.

Kemalist derin odaklar, bu grubu medya vasıtasıyla parlatarak topluma yeni bir ümit olarak takdim ettiler. Zira Kemalistler, ülkede demokrasiyi tesis ve tahkim etmeyi hedefleyen demokratlardan zinhar haz etmezler. Çünkü ülkede gerçek bir demokrasinin uygulanması durumunda Kemalizm'in yok olacağını, sonra bu ideolojiyi kullanarak devlet katlarında haksız bir şekilde elde ettikleri mevzilerini kaybedeceklerini iyi bilirler. Bu yüzden onlar, demokrat olmayan, ancak Kemalizm ile barışık siyasîlerin -dindar kimlikli olsalar bile- devlet yönetimine geçmelerini tercih ederler.