Bediüzzaman'ın demokrasiye bakışı

Üstad Bediüzzaman, Mutlâkiyet (1908 öncesi padişahlık dönemi), Meşrûtiyet (padişahın, bir kısım yetkilerini Parlamentoya devrettiği 1908'den sonraki dönem) ve Cumhuriyet dönemlerinde her hal ve şartta istibdada ve diktatörlüğe karşı çıkmış, Kur'ân ve sünnet ışığında adalet, meşveret ve kanun hâkimiyeti gibi esaslara dayanan meşrutiyeti, şimdiki ifade ile demokrasiyi müdafaa etmiştir.Bediüzzaman, 1908'de ilân edilen 2.Meşrûtiyeti, Cumhuriyet ve Demok-rat manasında "meşrûa şeriata uygun olması" kaydını kullanarak kullanmış ve onu Şeriat namına alkışladığını ifade etmiştir. 1 Ayrıca o, Avrupa devletlerinin bizdeki cehalet ve taassup müsaadesiyle, Şeriat görüntüsünde padişah yönetiminin baskıcı uygulamaları karşısında Şeriatı haşa- istibdada müsait zannettiklerinden nihayet derecede kalben üzüldüğünü, onların zannını tekzip etmek için, 1908'de ilân edilen 2. Meşrutiyeti herkesten ziyade Şeriat namına alkışladığını beyan etmiştir. 2 Meşrûtiyeti Şer'î delillerle kabul ettiğini, başka medeniyetçiler gibi taklidî ve Şeriat aykırılığı olarak telâkki etmediğini belirten Bediüzzaman, hürriyetçi bir anayasa rejiminin prensiplerini "sarahatenaçık, zımnengizli ve iznen onların iznine dayanarak dört mezhepten çıkarılmasının mümkün olduğunu söylemiştir. 3 Bediüzzaman, meşrûtiyetin demokrasinin dayanaklarının, Kur'ân'daki "Onlarla iş hususunda istişare et" 4 ve "Onların Müslümanların işleri aralarında istişare iledir" 5 âyetlerinin olduğunu belirtmiştir. O, dinin emirleri dairesindeki meşveretin adalet olup hakka dayandığını, kalbinin ilim ve marifet, lisanının muhabbet, aklının şahıs değil kanun olduğunu, onda hukukun üstünlüğünün esas olduğunu, milletin hâkimiyeti olup insanların saadetine vesile olacağını, hakkıyla hayata uygulanması halinde insanlardaki yüksek hisleri uyandıracağını beyan etmiştir. 6 O, Meşrutiyetin ayrıca istibdadın tek görüşünü, sarsılmaz bir kamuoyuna dönüştüreceğini, irade ve tercih hürriyetini temin edeceğini, İslâm'ın bahtını, Asya'nın talihini açacağını ve milyonlarca Müslümanı birbirlerine bağlayacağını ifade etmiştir. 7 Bediüzzaman, Demokrasinin