Bütün sıkıntıların reçetesi adalet

Hz. Ali'nin (ra) "Devletin dini adalettir" ifadesinin ne kadar yerinde ve bir o kadar da önemli olduğunu görüyoruz.Günümüzde idarecilerin vatandaşa, ayrım yapmadan tam bir adaletle ile eşit bir şekilde muamelelerde bulunmayıp, devletin bütün imkanlarını taraftarlarına tahsis etmesi, devlete ve millete faydadan öte zararı olacaktır. Aynı şekilde Fatih Sultan Mehmed'in; "Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür." ifadelerinden de devletin bekasının gerçek bir adalet ile mümkün olduğunu anlıyoruz. Arzulanan bir adaleti ve kanun hakimiyetini sağlamadığınız zaman devletin ayakta durması mümkün olmayacaktır. Kâmil manadaki bir adaletin ancak meşveret ile, ortak akıl ile sağlanacağını; bunların yapılacak ortamın da milletin kalbi mesabesindeki meclis olduğunu; meclisi devreden çıkarıp alınacak kararları, yapılacak işleri tek kişiye havale ettiğiniz zaman "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir." sözünün slogandan öte bir değeri kalmaz. Dolayısıyla adalet ve kanun hakimiyetinin yerine şahısların keyfî ve hukuksuz icraatları hükümferma olur ve Fatih Sultan Mehmed'in ifadesiyle devlet sekerata girer. Yine Fatih Sultan Mehmed'in; devletin önemli unsurlarından olan adaleti dağıtmakla vazifeli olan hakimlere işaret eden şu tespitleri de kayda değer: "Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adalet öldüğü gün devlet de ölür." Ülke ve millet olarak uzunca bir süredir artarak devam etmekte olan maddî ve manevî sıkıntılarımızın en önemli sebebi sizce de adaletin tam ve adil şekilde tecelli etmemesi değil mi Bu konu ile alakalı