"Kötü gidişatı biz de biliyoruz"

"İstediğimiz manada adaletin işlemediğini, hak ihlâllerinin yaşandığını biz de biliyoruz Toplumdaki yozlaşmayı, ahlaki değerlerin zedelendiğinin de yaşayarak görüyoruz. Kısaca gidişat hiç de iyi değil.. Ama ne yapalım bu işleri düzeltecek olan birilerini göremiyoruz" gibi serzenişleri çevremizdeki bir çok insanlardan duyuyoruz.Memuru, emeklisi, esnafı işçisi, genci yaşlısı hemen hemen herkes halinden müşteki, gidişatın hayra âlâmet olmadığını dile getiriyorlar. Ama insanları umutsuzluğa sürükleyen bu tehlikeli gidişata çareyi sorduğunuzda size kısaca; "Kime rey verelim ki" deyip işin içinden çıkıyorlar. Hem adaletin olmadığını, zamların, hayat pahalığını zirve yaptığını kısaca gidişatın hiç de iyi olmadığını dile getirip ağlayacaksın; diğer taraftan da bu kötü gidişata sebep olan iktidarın bu hata ve kusurlarını görmezden gelip; "Ne yapalım.. Falanca partiye mi rey verelim" deyip bu ağır hayat yükünü taşımaya devam edeceksin. Olacak şey mi Halbuki; "def'i şer, celb-i nef'a racihtir" yani şerrin defedilmesi, faydalı olana sahip olmaktan daha önemli ve önceliklidir. İçeride ve dışarıda ciddî sıkıntılara sürükleyen bu ucube sistemden demokratik yollardan kurtarmak için bir çalışmanın, bir gayretin içine girilse, her kesim böyle bir gaye ile bir araya gelen partileri desteklese istenilen netice alınır. Ayrıca malûm parti başa gelir endişesiyle yaşanan maddî manevî sıkıntıları sineye çekmeye razı olup günahlarına ortak olmaya hiç gerek yok. Çünkü Üstad Bediüzzaman o partinin başa gelemeyeceğini haber veriyor. Geçmişte nasıl ki o partinin hukuksuz, keyfi icraatlarına karşı millet "yeter söz milletindir" diyerek Demokrat Parti'ye verdiği destek ile malûm partiyi alaşağı ettiyse şimdi