Diken yarası

1 Cemil Meriç 29.01.1963 tarihli Jurnalinde nehir metaforu üzerinden düşüncelerini aktarırken şöyle bir cümle kuruyor: "...ve tarlalarda başaklar, şiirin başakları... Yoluyoruz yolabildiğimiz kadar. Yazık ki dikenle başak yan yana ve avuçlarımızda, bir avuç diken, bir avuç ısırgan!" Kuşkusuz ki 'başak' her zaman dikenle birlikte yolunmaz. Uygulanacak tabii ve bilimsel yöntemlerle, alınacak insani ve akli tedbirlerle dikene bulaşmadan başakları toplamak mümkündür. Lakin insanoğlu çoğu kez acelecidir, amaçsızdır, hedefsizdir... Bu nedenledir ki başağı başak olarak derleyip toparlayamaz. Diyelim ki, ufka kadar uzanan başak tarlasında dikenler şuraya buraya serpiştirilmiş vaziyette çok azdır. Bu azlık tarlanın heder olmasına engel teşkil etmez. Başağı el ile yolduğunuz sürece (yani yöntem kullanılmaz, tedbir alınmaz ise) o azımsadığımız ve küçümsediğimiz dikenlerden birisi elimize battığında, tarladan bize kalan sadece elimizin sızısı olacaktır. 2 İnsan zaten aceleciyken; Yaşadığımız dijital çağda her şey çok daha hızlı akıp geçerken; (Kayda değer bir istisna var mı bilmiyorum) Hepimiz bu hıza katılmış giderken; Kendimizi ve neslimizi ve dahi dünyayı koruyacak yöntemleri uygulamaya