Halime Gürbüz

Türkiye

Deyimler nasıl dendiler

Mevzu adlı karıncalar değil mirim, arkamızdan dönen dolaplar... Dönsün dursun bakalım, biz bilgi birikimimizi arttırıp deyimin anlamına ve çıkış noktasına odaklanalım.Gizli işler çevirmenin karşılığı olarak kullanılır 'dolap çevirmek' deyimi. Eskiden vezir, sadrazam, paşa gibi ileri gelen veyamal varlığı iyi olan kişilerin konakları olurdu. Bu büyü

Hatırlamakta fayda var

Unutuluyor Konuşulmayan bir dil, pratik yapılmayan yetenekler, kullanılmayan bilgiler Pek tabii ki hepsini biliyoruz. Zamanında öğrenmiştik, öyle yetiştirilmiştik, uygulardık bilirdik. Peki ya şimdi Şartlar mı öyle gerektirdi, bile isteye mi terk edildi, yoksa sadece ihmal miydi bilinmez ama unutuldukları net! Yine yeniden eski bir nasihatnameyi te

Aç gözünü, açarlar gözünü!

"Düşmanın en büyük hilesi, dostluğudur..."Sadi ŞiraziMısır'ın bir köyünde tarım mühendisi olarak çalışan bir adam, Kahire'ye gitmek üzere trene bindi. Yanına, köyün yaşlı çiftçilerinden biri oturdu. Mühendis, çiftçinin ayakları arasında bir çuval olduğunu fark etti ve yol boyunca çiftçi, on beş dakikada bir çuvalı çevirip içindekileri karıştırıyor,

Gülümse

Uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki; "Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üstündeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!"Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, 'Herkese uygun bir dille

Kafamda delisorular

Güzel şeyler neden hep ya yasak ya zararlı ya da şişmanlatıcıdır Neden insanlar, ufacık şeylerden mutlu olanlardan ufacık şeyleri esirgerken, tatminsizlerin önüne dünyaları serer Yirmi bir sessiz harften oluşan alfabenin neden bu kadar gürültülü cümleleri Neden insanlar kapalı bir alandan yağmur yağan alana çıkınca kafalarını eğerler Uyuyan bir be

Laf olsun torba dolsun

Deli bir değil ki hangisini bağlayayım, dert bir değil ki hangisine ağlayayım Neyse takılmıyoruz, sanki hiç derdimiz yokmuşçasına, rahat batıyormuşçasına günlük hayatta konforumuzu zedeleyen minik pürüzleri sıralıyorum ki kafamız dağılsınYağışlı havada yürürken üzerine bastığınız kaldırım taşının, altındaki suyu size tükürmesi!..Elleri yıkayıp havl

Havadansudan

Hani üniversitede bile öğretmenlertrip atarak der ya;"Komikbi şey varsa söyleyin hep birlikte gülelim."Yok!Ortam, mevsim, ekonomi, hayat gayet tatsız tutsuz, kekremsi! Çok dertli ama hep neşeliyim, ben de çözemedim ki kendimi. O zaman ne yapıyoruz, ayynen devam ediyoruz'Kışlıkları kaldırdım, şimdi sıra yazımı kışa çevirenlerde!"diyenler el kaldırsı

Zekâmühim

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi hazırlıklarına başladığında yaptığı ilk işlerinden biri, Anadolu Hisarı'nın tam karşı noktasındaki sırtlara Rumeli Hisarı adını alacak yeni bir hisar inşa ettirmektirKaradeniz tarafından, Bizans'a gelecek deniz yardımını kontrol altına almak için ilk adımı atmıştır ancak Bizans'ı da şüphelendirmek istemez bu y

Öhö öhhö

Vaktiyle saf bir derviş "Madem Cenab-ı Rabbü'l âlemin cümle canlının rızkına kefildir, öyle ise ben, şu caminin bir köşeciğinde tüm vaktimi ibadetle geçireceğim. Hiçbir iş yapmayacağım, nasıl olsa rızkım ayağıma gelir" demiş ve kendisine münasip bir köşe bulup, postu sermiş.Bir gün, iki gün, üç gün... derken, şadırvandaki sudan başka boğazından lok

Yüksek yüksek tepelere...

"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlarAşrı aşrı memlekete kız vermesinler"Kına gecelerinde gelini ağlatmak için söylenen "Yüksek yüksek tepelere" türküsünü bilmeyenimiz yoktur. Peki bu hüzünlü türkünün yürek burkan hikâyesini biliyor muydunuzTekirdağ Malkara'nın köylerinden birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. On altıya yeni bastığında Z