Dünya üzerindeki bütün kültürlerde, "hediye olarak yemek pişirmek" vardır. Rahmetli babam bana yokluk göstermedi. Hani siz nasıl bir çevrede büyüdünüz bilmiyorum ama, benim çocukluğumda bile elma, portakal, mandalina, kiraz ve erik dışındaki meyvelerin hemen hemen tamamı önemli gün ve haftalara mahsustu... Anlayacağınız yokluk, yoksulluk başka bir
Bazen öyle durumlar vardır ki, vakıayı yorumsuz bile aktarsanız, hakaret sayarlar... Hani Mustafa Kamalak'ın 15 Temmuz'a kadar FETÖ'nün yayın organlarına verdiği demeçler hatırlatılınca "Bana 'FETÖ'cü' diyorlar" diye dava açması gibi... Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu'nun son çıkışları da bu minvalde. Şimdi ben, ülkenin bütün profesörlerini kendime
Ahmet Davutoğu'nun, masayı, partisine grup kuracak kadar milletvekili çıkaracak bir aday sistemiyle seçime girmeye ikna etmesi, "kendisine bugüne kadar haksızlık edildiği, aslında iddia ettiği gibi büyük bir siyasi deha olduğu" anlamına gelir. Yüzde 1 oyla, partisine 20 vekil ve kendisine de cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı; az şey mi Alır, alamaz
Eda Taşpınar adında bir magazin ünlüsü, bir camide uygunsuz bir poz vermiş ve bunu bütün insanlıkla paylaşmak istemiş... Tepki gösterildi. Suç duyurusunda bulunuldu. Hanımefendi ifadeye çağırıldı. Şimdi ortalık kaynıyor; "Tamam yaptığı yanlışa biz de tepki gösteriyoruz ama işe mahkeme karıştırmanın ne gereği var" diye. Doğru ama eksik... Evet, işe
Yine Yasin Aktay kızacak, "Niye ilahiyatların itibarını zedeliyorsunuz" diye... Ne yapalım hocam "Noel kutlamak Müslüman için farzı kifayedir" diyen adamı bir ilahiyat fakültesi almış, önce dört senelik lisans programından, sonra da yüksek lisanstan mezun etmiş, adının başına "ilahiyatçı" titrini koyup gezme salahiyeti vermiş... Ses etmeyelim mi E
Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz beni "Türkiye Cumhuriyeti devletinin düşmanı" ilan ettiğinde 11 yaşındaydım. 28 Şubat'ın karanlık günleriydi. Tabii ki bugünün karanlığıyla kıyaslanamaz, Twitter'da milletin anasına avradına küfredememek gibi büyük dertlerimiz mi vardı sanki; hepi topu üniversite öğrencisi, memur, asker falan olamıyorduk, o kadar...
Tıynetlerini şuradan anlayın; Müslümanlar, adına birileri evlilik de demiş olsa, kanunun izin vermediği her birlikteliğin yanlış olduğunu söylüyor. Müslümanları sapkınlıkla suçlayanlar ise, çocukların cinselliğinin ve hatta eşcinselliğinin normal olduğunu savunuyor; ta ki bir birlikteliğin adına evlilik denene kadar. Anlayacağınız, karşımızdaki ins
Karar gazetesinde bir manşet: "Türkiye'nin ikinci bir şansı yok..." Türkiye'nin birinci ve tek şansı, bildiniz, altılı masa imiş... Altı da şöyle doldurulmuş manşetin: "Gelecek Partisi lideri, seçimlerin 85 milyon için bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi. 'Türkiye'nin ikinci bir şansı yok' vurgusu yaptı: 2023'te biz bu otoriter rejimi değiştir
PKKYPG'nin Taksim'de patlattığı bombayla amaçladığı şey neydi Türkiye'de bir kesimin ısrarla sürdürdüğü mülteci düşmanlığını yeni bir boyuta, şiddet eylemleri seviyesine çıkarmak. Çok şükür, beceremediler... Ama olayın ilk anından itibaren verdikleri tepkilerle, ırkçılarımızın ne mal olduğu da ortaya döküldü. Gerçeklerden kopmuş bir halde, sürekli
Bir "arkadaşım" anlattı... Terapisti yıllarca sorup durmuş "Neden diğer insanların ne düşündüğünü bu kadar önemsiyorsun" diye... "Hep 'Üzülmesinler istiyorum' dedim. Hatta kızıyordum doktora, niye bunu tekrar tekrar bu kadar soruyor diye... Sonra çözdüm" dedi: "Meğer benim söylediklerimin, benim düşündüklerimin çok önemli olduğunu zannetmemden kayn
© 2016