Bilinçaltın sızdırıyor: "Herkes biliyor!"

Bilinçaltın sızdırıyor: "Herkes biliyor!"

Halil Kışlacık

"Kurduğumkuracağım saçma denkleme inanmanız için, şimdi bahsedeceğim nesnel kanaati tartışmasız bir gerçek olarak kabul etmeniz lazım" demenin en acıklı hali, o kanaati "Herkes biliyor", "Siz de bilirsiniz" benzeri ifadelerle tuzaklayıp ortaya atıvermektir.

Büyük ihtimalle yazarhatip de söylediğinin dayanaksız olduğunun farkındadır. Herhalde yakalanma korkusundan olacak, "Bu toplumun görüşü, bak inanmıyorsan azınlıksın demektir" minvalli, okuruna "koyun" muamelesi çeker...

Çok uzatmayacağım bu sefer, doğrudan örneklendirelim.

Fehmi Koru, 14 Ocak 2025 günü Karar'da yayınlanan yazısında, "(...) kaç seçimdir 'Bu benim son seçimim' dese de, Tayyip Erdoğan'ın gerçek niyetinin daha uzun yıllar cumhurbaşkanı kalmak olduğunu siyasi gelişmeleri yakından izleyen herkes biliyor" yazmış.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olmadan önceki seçimde "Milletvekili olarak son seçimim" dedi, AK Parti Genel Başkanlığı'nı Ahmet Davutoğlu'na bırakmadan önce "Partinin başında son seçimim" dedi, son genel seçimde "Cumhurbaşkanı olarak son seçimim" dedi, son yerel seçimde ise 2028 sonrası görevde olmayacağından bahisle "Son defa" dedi. 2024 seçimi hariç hiçbir zaman "Bu siyaseten benim son seçimim" demedi. Elbette hayat sürprizlere gebe, her an Erdoğan'ın fikrini değiştirmesini gerektirecek bir gelişme yaşanabilir. Ama netice itibariyle Erdoğan daha önce hiçbir zaman "Cumhurbaşkanı olarak son seçimim" demedi. Sanırız ki "gerçeğin yarısını saklayarak" okuyucuyu kafakola alma çabasında olduğunu bilmenin tereddüdü, Fehmi Koru'yu bu ifadeyi kullanmaya itmiş.

31 Aralık 2024'te, Evrensel'den İhsan Çaralan yazıyor. İfadesi şöyle: "Yıl sonu enflasyonunu TÜİK 46-47'lerde hesaplarken (Gerçekte yüzde 85 düzeyinde olduğunu herkes biliyor) asgari ücrete yüzde 30 zam yapılmasının (...)"

Bu muhalefet esnafı da, aslında tamamen farklı bir amaç için kurulan, sonra enflasyon tartışmalarında fondaş medyanın aparat olarak kullandığı, en sonunda sıkışıp "Ben pazar fiyatlarını değil, internette paylaşılan fiyatları araştırıyorum, sahada bir tane adamım yok" açıklamasını yapan ENAG isimli oluşumun rakamlarını alıp, bize gerçek enflasyon gibi sunma yolunu seçmiş. Bu durum, onun da argümanının tekerine "Herkes biliyor" takozunu dayamasına sebep olmuş...

Mustafa Balbay, Cumhuriyet'te 30 Ocak 2025 günü yazmış... Halk TV çalışanı birkaç kişinin "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" ve "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" suçlarından gözaltına alınmasını kötülemek için, "Herkes biliyor ki savcılık onlara bir tebligatta bulunsaydı; ifadelerine başvurulacağını belirtip gün-saat bildirseydi, tümü orada olurdu" demiş.

Söz konusu olan, "hakaret" ya da "iftira" benzeri, kovuşturması görece "gevşek yürütülebilir" bir suç değil. Türk Ceza Kanunu'nun 133'üncü maddesi özel görüşmeyi kayda alana 2 yıla kadar, kaydı yayınlayana ise 5 yıla kadar hapis öngörüyor. FETÖ'nün sulandırdığı Ergenekon davaları yüzünden ömrü mahkemelerde geçmiş bir gazeteci olan Mustafa Balbay böyle bir suçla ilgili soruşturmada niye gözaltı yapılacağını da, gözaltı işleminin sadece "ifade almak" için yapılmadığını da bilir. Bu gerçeğin farkında olmanın getirdiği tereddüt ona "Herkes bilir ki" içeren bu cümleyi kurdurmuş.

Sabahat Tuncel, 12 Aralık 2024 günü PKKKCK terör örgütünün yayın organı Yeni Yaşam'da yayınlanan yazısında "Türkiye her ne kadar 'Suriye'nin topraklarında gözümüz yok, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz' dese de bunun bir retorikten öte anlam taşımadığını herkes biliyor." ifadesini kullanmış.