Filiz Aygündüz

Milliyet

Bir kültür sanat teyzesinin itirafları

İzmir'den Ali geldi, evde bir bayram havası. Ali bizim ailenin 'Küçük Prens'i. Beş çocuk dünyaya getirip, en az 10 torun hayali kuran annemin tek torunla yetinmek zorunda kaldığı hayatının tesellisi. Ben en büyük teyzeyim. Tatillerde İstanbul'a geldiğinde 11 yaşındaki Ali'nin kütür sanat kontenjanından teyzesi. Müzelerden hoşlanmıyor, tiyatroya bur

Dünyayı o çocuklar kurtaracak

Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği'nin desteklediği, Eurasia Partnership Foundation'ın finanse ettiği Uluslararası Yazarlık ve Gazetecilik Kampı'ndaydım. Ermenistan'ın başkenti Erivan'da gerçekleşen, üniversite öğrencisi gençlere yönelik kampın düzenleyicileri iki edebiyat kahramanı kadın: ARI Literature Foundation'ın kurucusu Arevik Ashkharoyan ve Tü

Tanrı'nın Türkan Şoray senfonisi

Sıcak mı sıcak, temmuzun sahnesini çalmış bir haziran. Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'ndayım. Az sonra Şef Neyzen Özsarı'nın yöneteceği Netsanat Orkestrası'ndan "Türkan Şoray'ın Sonsuz Senfonisi" adlı konseri izleyeceğim. "Mavi Eşarp" ve "Çılgınlar" filmlerinin müzikleriyle başlıyor konser. Arkadaki dev barkovizyonda dönen filmlerden karele

Görkemli bir müzikal sofra

Kurtuluş Savaşı biter, Cumhuriyet ilan edilir. Sırada ekonomik ve sosyal sorunlar vardır. En önemli ihtiyaçlardan biri de milli bankacılık sisteminin oluşturulmasıdır. Atatürk bir gün kayınpederi Uşşakizade Muammer Bey'in İzmir'deki evinde bulunan çalışma odasında Celâl Bayar'la uzun bir görüşme yapar. Bayar görüşmenin sonunda dışarı çıkıp Latife H

Rollo May bu kitaba bayılırdı

Boşluk duygusunu en fazla dert edinen varoluşçu psikologlardan biri olan Rollo May, "Kendini Arayan İnsan" adlı kitabında kendi klinik deneyimlerine ve meslektaşlarının gözlemlerine dayanarak 20. YY'ın ortasında bireyin esas probleminin 'boşluk' olduğunu söyler. Bugün 21. YY'ın ilk çeyreğini bitirmek üzereyken May'in saptaması hâlâ geçerli. Peki ne

"Arayış umut taşır"

İlk izlediğim Ömer Kavur filmi 1987 yılında çektiği "Anayurt Oteli"ydi. Lise sondaydım. Adını koyamadığım, pek de tanımadığım farklı bir hüzün. 16 yaş için fazla. Ama yine adını koyamadığım hatta hiç tanımadığım tuhaf da bir umut vermişti. İzlediğim, romanını aratmayacak güzellikte ilk edebiyat uyarlamasıydı sinemaya. Sonraki yıllar ve yaşlarda yin

Bir tutam yaşama sevinci

Yıl 1803. Almanya'nın Bavyera yöresindeki Benediktbeuern manastırında, bugünlere uzanacak bir başyapıta kaynaklık edecek bir keşif yapılıyor. Johann Christoph von Aretin isimli kütüphaneci Latince bir el yazması buluyor. Metinler 11-12. YY'lara ait. Dönemin Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere üniversitelerinde felsefe ve ilahiyat eğitimi alan gezg

Annemizi affetmek

Bebeğin ilk nesnesi anne memesidir. Kurduğu ilk ilişki de annesiyle olan. Bu ilişkiye bilinçdışı yüklediği anlam hayatı boyunca yaşayacağı tüm ilişkilerde, toplumsal rollerde, aldığı kararlarda etkili olur. Eğer bebek kızsa, anne aynı zamanda rakiptir. Ortak fizyolojik özellikleri, bu ilişkiyi çatışmalı hâle getirir. Hangi kadın az ya da çok annesi

Böyle günahlarımız çok olsun

Serin bir nisan akşamı. Wolkswagen Arena tıklım tıklım dolu. Ata Demirer Gazinosu'na gelmişiz, hayattan üç eğlenceli saat çalıp döneceğiz evlerimize. Kararlıyız. Değil mi ki sonrası iş, güç, çoluk çocuk, trafik, geçim, vs.; aynı hayatın dayattığı bilumum sıkıntı. Günahı boynumuza. Saat 21.00'e doğru salona giriyoruz. '60, '70'lerin assolistle reka

"Hayat olsa olsa bir incinmedir"

Edebiyat tarihinin en yıkıcı aşklarından biri hiç şüphesiz İngeborg Bachmann ve Max Frisch arasında geçer. Almanca edebiyatın iki büyük yazarı, 1958 yılında Paris'te Fricsch'in yazdığı bir oyunun prömiyerinde tanışırlar. Kısa sürede birlikte olmaya karar verirler. Dört buçuk yıl sürer bu ilişki. Bachmann, bu beraberlikten çıkardığı sonucu tek roman