Filiz Aygündüz

Milliyet

Bir kitabın 30 yıllık arka planı

Yıl 1995. Yaş 24. Bugünkü Milliyet binasının dördüncü katındaki dergi grubunda, Duygu Asena'nın ekibinde çalışıyordum. Kim ve Negatif dergilerini hazırlıyorduk. İlki bir kadın dergisi, ikincisi kültür sanat. Her ikisine de yazıyordum. Genel yayın yönetmeni yardımcısı Serpil Gülgün kitap tanıtımlarını bana verdiğinde sevinçten havalara uçtum. Öyle a

Özgürlük fikirdedir!

Bronte Kardeşler'den hangisini daha çok seversiniz "Uğultulu Tepeler" ile Emily Bronte "Jane Eyre" ile Charlotte Bronte "Agnes Grey" ile Anne Bronte Ben Emily'cilerden oldum hep. Tek romanı "Uğultulu Tepeler", dünya edebiyatının en iyi romanlarından biri bana göre. Tutkulu aşkın başyapıtlarından. Öfke, nefret, yalan, kötülük, hırs gibi çok sayıda k

Okuru alt üst eden şahane bir kitap!

Çağdaş sanatın en aykırı ismi, kısacık ömründe kendi efsanesini kendi elleriyle yaratan Jean Michel Basquiat, 22 Aralık 1960'ta, New York, Brooklyn'de doğdu. Haitili bir baba ile Puerto Rica asıllı annenin çok kültürlü evlerinde. İlk dikkat çekişi, alteregosu da diyebileceğimiz "SAMO" ('same old shit' 'aynı eski b.k') imzasıyla yaptığı grafitilerl

Arşivden çıkanlar

İstanbul eylül ayını sanat eşliğinde geride bıraktı. Ekime yine sanatın kolunda girdi. Şehrin dört bir yanında düzenlenen sanat etkinlikleri son hız devam ediyor. Bunlardan biri de 17. İstanbul Bienali. Bienalin geçmiş yıllardan farklı olarak bu yıla özgü tek bir teması yok. Bir başlık altında eserleri toplamak yerine 'kompostlaşma' sürecini temsil

'İnsana dair'in fotoğrafları

Nergis, Mehmet ve Elif. Anne, baba ve çocuk. Bu üç karakterin hikâyelerini anlatıyor Melisa Kesmez, İletişim Yayınları'ndan yeni çıkan kitabı "Küçük Yuvarlak Taşlar"da. Aile arası bağları üç farklı gözden deneyimleme fırsatı sunan öykülerinde. Nergis'in hikâyesi ile başlıyor kitap. Kadının en kutsal takısı olan "anne"liği sorguluyor bu ilk öyküde.

'Bir roman daha ne yapsın'

Reklam filmlerine benzer hayatlar görürüz bazen. Beyaz, bembeyaz bir ev, iç mimarın elinden çıkmış, pırıl pırıl, tertemiz. Güzel mi güzel şefkatli bir kadın. Yakışıklı, çok âşık kocası. Hayat dolu çocuklar. Başarılı iş hayatı. Kapıda iki adet son model araba. Hesapsızca harcanan para.Ne var ki bu fotoğraf karesinin içine girdiğimizde bambaşka bir g

Bir ozanın tarihçesi

Kendi diktiği elbisesi, rujla yetindiği makyajı, olanca doğallığı ve zamana meydan okuyan sesiyle bir kadın çarşamba gecesi Kuruçeşme Arena'da şarkılarını söyledi Boğaz'a karşı. Büyük bir seyirci korosu eşliğinde, gemiler geçerken sessizce: Nazan Öncel!Her biri hit olmuş, 30 yılın altın imbiğinden değerleri katlanarak süzülen şarkıları vardı repert

İnsan insanın ağusunu alır

Kimi insanların can yakma maharetlerini şaşkınlıkla izliyorum. Provasız dikilmiş her türlü kötülük tam uyuyor üzerlerine. Çok ürkütücüler. Çok hırslılar. Ölümlü oldukları bilgisinden köşe bucak kaçıyorlar. Hak ve hukuk kavramları olmadığı için vicdan mahkemeleri de yok. Onları görünce "Sartre haklı, cehennem başkalarıdır" diyorum. Ama kimi insanlar

Sevdaya dahil bir ayrılık

Bu hafta, şahane bir "Ayrılık da sevdaya dahil" öyküsü okudum: Aylin Balboa'nın İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabı "Bu Hikâye Senden Uzun Osman". Tadı damağımda kaldı, döndüm bir daha okudum. Bu kez satır altlarına kalemle 'kırmızı kurdele'ler takarak. Öyle çok sevdim.Kitap 20 öyküden oluşuyor. Her birini bağımsız okumak mümkün. Topluca ve sıralı

Hikâye anlatma günleri

Annem bayram için biz çocuklarına ikişer takım kıyafet alırdı. Biri evde misafirleri karşılarken giyeceğimiz, diğeri misafirliğe giderken. Bizimle yaşayan babaannem ailenin en yaşlısı olduğu için bayram boyunca evimiz dolup dolup taşardı. Gündelik hayatta bir araya gelemediğimiz tüm akrabalar babaannemin elini öpmek, bayramlaşmak için eve akın eder