Filiz Aygündüz

Milliyet

Ayla Algan'ın anısına

Perşembe akşamüstü buradaki işlerini yarım bırakıp yola revan oldu Ayla Algan. Yeni yılın ilk günlerinde, 86 yaşında, koltuğunda senaryo okurken Kalktı gitti. Gittiği yerde ihtimal Beklan Algan açmıştır kapıyı neşeyle, özlemle. Yanında da Muhsin Ertuğrul vardır, kim bilebilir ki Bu birden geliveren 'erken' ölüm, her ölüm gibi. Daha toprağa verilmed

Yeni yıl ve iyilik hâli

Bugün 31 Aralık. Yılın son günü. Her sene olduğu gibi 'Nasıl da çabukgeçti' dediğimiz, 'Giden ömürdendir' diyerek biraz hüzünlendiğimiz. Ama kaçınılmaz olarak da yeni bir yıla girmenin tatlı telaşına düştüğümüz. Akşamı beklediğimiz. Sıcacık aile sofralarında yerini alacak kuruyemişler, bir yılbaşı klasiği olarak tombala çıkacak ortaya. Kızarmış bir

Atatürk'ü 'müzik'le anlamak

Mustafa Kemal Atatürk, 11 Ekim 1925'te tarihe geçen konuşmasında şöyle der: "Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı çok mukaddes bir topraktır." Bu hafta çarşamba günü, Milliyet gazetesi ve Milliyet Sanat dergisi olarak o çok mukaddes topraklardaydık. Aylardır yürüttüğümüz çalışmaların sonucunda Cumhu

Gücünüzü bilin!

İki çocuğum, bir de kızım var. Erkek adamın erkek çocuğu olur. Hiç erkek doğurmadın, bütün mirasınızı damatlar yiyecek. Ataerkil toplumlarda yaygın ifadeler bunlar. Kız çocuğun çocuktan sayılmaması, erkeklik hatta kadınlık nişanesinin erkek çocuk sahibi olmayı gerektirmesi. Üstelik bunlar kadının meseleleri kabul edilir. Yanlış (!) spermin sorumlus

Gerçek sizi güçlü kılar

Hepimizin kendimize ait bir hikâyesi vardır. Hayatımız boyunca yaşadığımız olaylar, başarılar, cv'miz, anılarımız, hayallerimiz, prensiplerimiz, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz. Uzar gider liste. Hiç durmadan, soluk almadan anlatırız. Severiz kendimizi anlatmayı, karşımızdakinin anlatılarının içine kendi hikâyemizi tıkıştırmayı. Peki anlattıklarımız

'En deli' çocuğun öyküleri

Bu hafta, '70'li yıllar Ege'sinin sahil kasabalarından birinden çıkageldi evime bir grup deli karakter. Yazarının gözlerinden taşıp döküldükleri beyaz kâğıtlarda edebiyatın rahle-i tedrisinden geçen 'öykü'lerini sırtlanarak. Buyur ettim içeri. Kahveye hayır demediler. Her biri gönül rızasıyla seçmiş deliliği. İçlerinden Perizat'ın söylediğine göre

"Oku ve ağla sevgili okur"

20'li yaşlarımın başlarında, "Bir Genç Kızın Anıları" kitabı sayesinde tanıştım Simone de Beauvoir ile. Büyülendim. Çocukluğundan alıp üniversite yıllarına kadar izini sürdüğü anılarında benim cılız sesle dahi edemediğim isyanları nasıl yüksek sesle ifade ettiğini görünce rehberimi bulduğumu hissettim. Sonrası yeni yaşlarımla birlikte geldi: "İkinc

Kanadı kırık kahraman

Baba, kız çocuğunun büyüme hikâyesinin ilk kahramanıdır. Hayatın çocuk yaşlardaki sertliğine kafa tutmasını sağlayan ilk güç sembolüdür. Elini ilk tuttuğu erkektir ve onun avucunda hissettiği güvenin yerini ne kadar istese de bir başka erkeğin elinde hissedemeyecektir. Tekrarı başka bir erkekte imkânsız bu çok özel ilişkinin içinde bütün güzelliğin

Sessiz şehirde vitray kampı

Türkiye'nin ilk sakin şehri olan Seferihisar'da doğum sancıları çeken bir sanat kampındaydım geçen hafta. Bir buçuk dönümlük ince uzun bir arazide, sessiz sakin muhteşem bir doğanın içinde mor salkımlı kapısını açmaya hazırlanıyor eylül ayında. Adı Çağın Vitray Sanat Kampı. Çağın Vitray Sanatevi, vitray sanatçısı Mehmet Vatan tarafından 1990'da dev

Bir kadının serinkanlı varoluş hikâyesi

New York'ta Rus göçmenlerin oturduğu şenlikli bir mahalle. İçinde marketleri var, anaokulları, fotoğraf stüdyosu, kuaförü Hepsi 1970'lerin sonunda Sovyetler'den göç etmiş Yahudiler. Birileri İngilizce konuşmaya görsün, derhâl uyarıyorlar: "Lütfen Rusça konuşun". Hemen hiçbiri memleketlerindeki işlerini yapamıyor. Taksicilerin arasında sanatçı, Mark