"Namaz, insanın Allah'a giden kutsal yolda bir yolculuğudur.Namaz, Fâtiha sırrı içinde sonsuz âlemi seyretme nimetidir. Bu nedenle namazın hikmetlerini hiçbir bilim sayıp, çözmeye muktedir değildir. Biz burada; namazın bin bir sırrının en dış yüzünden bir pencere açarak, ruh sağlığı üzerindeki mucizevî hikmetini dile getireceğiz. İnsanların büyük çoğunluğu ruh sağlıklarını yitirmiş, sonuç olarak insanların mutsuzluğu olağan hale gelmiştir. Psiko-somatik dediğimiz ruhsal sıkıntılardan, bedene yansımış hastalıklar da bunun içindedir. Üzüntülerin hormon sisteminde yaptığı tahribat; mide ülseri, kalp-damar hastalıkları, çeşitli sindirim sistemi hastalıkları yapmaktadır. Hatta çağımızın hastalığı sayılan kanserde bile streslerin, ruhî sıkıntıların etkisi inkâr edilemeyecek kadar açıktır. Gelişmiş ülkelerde, herkes çantasında uyuşturucu zehirlerin daha masumu sayılan SAADET HAPLARI taşır hale gelmiştir. İşte Kur'an: "Ey insanlar, hüsran içindesiniz. Perişânsınız. Felâha, mutluluğa ve ruhsal diriliğe kavuşmak istiyorsanız NAMAZA GELİN" diye emrediyor. Allah'ın yüceliğini tesbih demek olan Sûbhaneke'yi okuyup, Fâtiha'ya geçiyoruz. Fatihâ bir insanın iç dünyasındaki telâş ve yanlışlıkları yıkıp, yeni bir dünya kuran harikâ bir ilaçtır. Bu yüzden Fâtiha'ya SÛRE-İ ŞİFÂ da denir. Bir insan ne denli çıkmazda olursa olsun, Fâtiha onu çıkmaz sokaklardan alıp, sırat-ı müstakime, gerçeklerin ve güzelliklerin yoluna koymaya muktedirdir. Bu harika reçeteyi, günde kırk rekat namazda kırk kez okuyan, hem de huzur-u İlâhî'de okuyan insanda, düşünce ve gönül hastalığı kalır mı Unutmayın ki, âlemlerin temel yasası, SEVGİ ve MERHAMETTİR. Sevgi ve hamdini yitiren yok olur. Rahman sıfatından, Rahim sıfatından cereyan almadıkça hayat yoktur. "Yalnız Sana kulluk eder, yalnız Sen'den istiane dileriz." İşte bu ayet, insanı dünya hayatında düştüğü tüm çıkmazlardan kurtarır. Fatiha'nın 4. Ayetini okuyan, tüm streslerden, bunalımlardan kurtulur. Bu ayeti günde 40 kez okuyan, hele ömür boyu