Asırlara damgasını vuran hekim: Ebû Bekr Er-Râzi -2

Eserleriyle Avrupa tıp dünyasını etkileyen ve Rönesans hareketinin öncülüğünü yaparak en güçlü desteği sağlayan er-Râzî'dir.

Bütün tıbbî konuların detaylarıyla anlatıldığı eserlerinin aydınlatıcı bilgileri yanında, tabiplerin uymaları gereken tıbbî ahlâk ve deontoloji kurallarını, her zaman uyulması gerekli prensipler halinde belirlediği eserleri ayrı bir önem taşımaktadır. Günümüze de ışık tutan rehber fikirlerinden örnekler verilmesi yerinde olacaktır.

"Ahlâku' t-tabib adlı eserinde, Besmele ile başladıktan sonra, hekim hastalarının sırdaşı olmalıdır. Bazen hasta kendi anne ve babasından, eşinden sakladığı hastalığını ve sıkıntılarını yalnız tabibe anlatır. Tabip de bu sırrı mutlaka saklamalıdır. Hekim samimiyetle Allah'a bağlanmalı. Hekim mağrur olmamalıdır. Kendisini hastalarına adayıp, onları sevmelidir. Hastaları arasında zengin-fakir ayırımı yapmamalıdır. Hastaya karşı böbürlenen tabipler, bu tavırlarıyla hastayı azarlayarak tedavi edeceklerine, onu tedavi etmekten vazgeçseler daha iyidir. Tabip Allah'a güvenip şifayı O'ndan istemeli, kendi becerisine ve gücüne dayanmamalıdır. Hastasını her gün ziyaret etmelidir. Hekim hastasına her gün diyetini vermeli, ona yiyecek ve içecekleri hususunda bilgi vermelidir. Hasta ile hekim arasında samimiyet ve iyi bir diyalog olmalı, hasta hekime tam anlamıyla güvenmelidir. Hekim asla içki içmemelidir. Hasta denek olarak kullanılmamalıdır. Cahil tabip insanı canından eder. Hırsızlardan daha kötüdür. Hırsız insanın malını alır ama malını aldığı adamı öldürmez. Ancak öylesi tabipler vardır ki, bilmeden tedavi uygulayıp, hastalarına zarar verirler. Bu ilkeyi unutmamalıdır. Hekimler daima mütevazı olmalıdır. ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK İNSANIN MANEVÎ SÜSÜDÜR. Hekim hastalarına ve tüm halka karşı kırıcı sözlerden kaçınmalıdır.

Hekim sözcüğü, HAKÎM olan Allah'ın adından türetilmiş bir sözcük olduğundan, hekimler insanlar nazarında, değeri büyük bir meslek erbabıdırlar. İnsanlar daima onlara muhtaçtır. Onlar da bunu bilip, ona göre insanlara davranmalıdırlar. Tıpta kehanet olmaz. Tıp sanatına karşı sahtekârlık yapacak kimseler, her zaman toplum içinde bulunabilir. Bunlara karşı uyanık ve dikkatli davranmalısın. Baştan beri anlattığımız bu hususlara dikkat eden bir tabip, Allah'ın lütfu ve keremiyle başarılı olur. Hamd'e layık olan Allah'tır." (1)

Er-Râzî, klinik çalışmalarını bıkıp usanmadan kitaplaştırırken, maymunlar üzerinde deneyler yaparak, cerrahi operasyonların geliştirilmesinde öncü çalışmalar başlatmıştır. Hayvan bağırsağından ameliyatlarda kullanılan KATKÜT ipliklerini ilk defa tasarlayarak, kullanmıştır. Ona göre "Hayvanlar kobay olarak kullanılmalı, insanlar üzerinde asla deney yapılmamalıdır. Kimya bilgisini tıpta uygulayan ilk tabiptir. Damıtma yöntemini kullanarak ilaç yapmayı, yine o gerçekleştirmiştir. Kimyevî değil, daima nebatî ilaçların kullanılmasını sağlamış ve diyet kitaplarının yanı sıra, hastalar için çeşitli yemek tarifleri içeren eserler telif etmiştir. Onun meşhur tedavi usulü ile ilgili olarak şu sözleri nakledilir: "Gıda ile tedavi etmek mümkün olduğu müddetçe, mürekkeb (kompleks) ilaçla tedavi edilmez. Tedavi hastalığın ilk günlerinde olmalı ki, hastalık kontrolden çıkmadan giderilebilsin. Tıp aslında, öncelikle sağlığın korunması ve hastalığın oluşmasına engel olmaktır.