Kur'an sofrasından tefekkür meyveleri - 4

Tane ve çekirdeklerin, her türlü bitkinin insanlar ve hayvanlar gibi bitki ile gıdalanan veya madenler ve diğerleri gibi bitkilere gıda olarak onlara dönüşecek ve aynileşecek olan her şeyin bitkiselliğini, bitkisel gücünü, yetişme ve gelişme özelliğini fiile çıkardık. ()

Buğday, arpa, çavdar gibi tahıl başakları havadan hücum edecek düşmanlara karşı harp nizamı almış, mızraklarını uzatmış süvari bölükleri gibi ne güzel birikmiştirler. Ve HURMA ağacından, tomurcuğundan da, yakınlara sarkmış salkımlar olur. Ve daha türlü üzümlerden bağlar, ZEYTİN ve NAR, BİRBİRİNE hem benzeyen, hem de benzemeyen. Şimdi bunun bir meyve verdiği zamanki ham meyvesine bakın, bir kemâle erişine. Arada ne büyük fark vardır ve bu farkta ne önemli bir terbiye feyzi, ne açık bir terakki feyzi!.. Her halde bunda iman edecek olanlar için (Allah'ın varlığına, birliğine, kudretine, ilâhlık hikmetine delalet eden) birçok ayetler vardır.

Fahreddin-i RÂZÎ der ki: "Burada önce hububat, sonra hurma, üzüm, zeytin, nar dört ağaç zikredilmiş ve ekin ağaçlardan öne alınmıştır. Çünkü ekin gıda, ağaçların meyveleri yemiştir. Gıda ise yemişten önemlidir. Sonra hurma, diğer yemişlerden öne alınmıştır. Zira hurma, Arab'a göre gıda yerindedir. Bir de filozoflar, hurma ağacıyla hayvan arasında birçok hususta benzerlik bulmuşlardır ki, bu kadar benzerlik, diğer bitki türlerinde bulunmaz." (Mefâtihu'l gayb. XIII. 115). Bu manaya işaret olarak Peygamberimiz (asm) demiştir ki: "Halanız Nahle'ye (hurmaya) ikram ediniz. Çünkü o Adem'in tinetinin kalıtımından yaratıldı." Hurmanın arkasından da üzüm zikredilmiştir. Zira üzüm meyve türlerinin en şereflisidir. İlk ortaya çıkan filizlerinden son haline kadar kendisinden faydalanılır. Filizlerden ilk zamanlarda incecik yeşil iplikler çıkar ki ekşimtırak lezzetli bir tadı vardır. Ve bundan yemek yapmak da mümkün olur. (Yaprağından elde edilen fayda da bilinmektedir). Sonra koruk çıkar ki, bu da gerek hastalara ve gerek sağlamlara hoş bir yiyecektir. Yemeklere konacak ekşi de, kaynatılır ki ekşili kaynatılmışların en lezzetlilerindendir. Tam üzüm olunca da, yemişlerin en tatlısı, en iştahlısıdır. Gerçekten biriktirilip saklanan yemişlerin en tatlısıdır. (...) Üzümün en güzel şeyi çekirdeğidir. Doktorlar bundan birtakım tertipler yaparlar ki, zayıf ve nemli mideler için çok büyük faydaları olur. (Gerçekten zamanımız doktorları da üzüm çekirdeklerini çiğneyip ezerek yemek şartıyla faydalarının çok büyük olduğunu beyan etmekte ittifak halindedirler). Hasılı üzüm "YEMİŞLERİN SULTANI" denmesine değer bir meyvedir. Aynı şekilde zeytinin de faydaları pek çoktur, tanesi yenir, yağının da yemek ve diğer hususlarda ne kadar büyük faydası ve çok kullanılır olduğu malumdur. Nara gelince, NAR gerçekten acaip bir meyvedir. Bu önce dört şeyden oluşmuş bir cisimdir. Kabuğu, zarları, çekirdeği, suyu. Suyu ise, bunların zıddına olarak gayet tatlı, yumuşak bir içecektir. Huyu, tabiatı mutedil olanlara çok uygundur. Bir yönden gıda ve bir yönden de İLAÇTIR. Şu halde nar, düşünüldüğü zaman üç kısımdaki tam yoğunluk ve suyundaki yumuşaklık ve itidal ile, YARATICI TEÂLÂ (cc) bunda iki değişik zıddı toplamış gibidir." (1)