Fatma Tuncer

Milli Gazete

Yalnızlığında Tanıdın Kendini

Her şeyin ilacı dedikleri zaman, çocukluğunu, gençliğini ve hatıralarını alıp götürüyor. Ve sen avuçlarının içinden akıp giden sevgiye veda ederken başını önüne eğmiş öylece beklemektesin. Geçen zamanın bir zerresini dahi geriye alma şansın yok bunu biliyorsun ve ayaklarına kapanıp veda ettiğin gençliğine bakarken derin bir hüzne kapılmaktasın. San

Çocuk ve Doktor

Çocuk, doktorun odasına yaklaşınca korkuya kapıldı ve annenin göğsüne sımsıkı yapışıp ağlamaya başladı. Anne başına dokundu çocuğun, neden ağladığını sordu, çocuk başını kaldırdı ve,"Doktor iğne yaparsa kaçarım, iğne kötü bir şey" dedi. Anne, çocuğu teskin etmeye çalıştı ama muvaffak olamadı ve o vaziyette girdiler içeri. Doktor, çocuğun gözlerinde

Babasız Evler

Dr. Ernest Berhardt, çocukların eğitiminde babanın etkin bir rolünün olduğunu ifade eder ve aile dinamiklerinin zayıflamasını babanın rolünü icra edememesi ile ilişkilendirir. Berhardt, aile bağlarının güçlendirilmesi için babanın varlığını çocuğuna hissettirmesi veonun eğitimine aktif olarak dâhil olması gerektiğini belirtir. Bugün çocuklarda görü

Toprak Kokan Şehirler

Bir haftadan beri AGD'li kardeşlerimizin misafiri olarak KonyaKarapınar'da bulunmaktayım. Burada kaldığım süre içinde AGD Başkanı Fatma Salkım kardeşimin ve dernek çalışanı hanımların hazırladığı gençlik seminerlerine dâhil olup sorunlarımızı mülahaza etme fırsatı buldum. Ve şuna inandım ki; rüzgâr ne kadar kuvvetli çarparsa çarpsın dal sağlamsa kı

Negatif Odaklı Gözlem Yapan Bireyler

Günlerden bir gün kurbağalar arasında direğe tırmanma yarışı yapılmaya karar verilir ve yarış için gerekli tüm hazırlıklar yapılır. Meydan hazırlanır, yarışçı kurbağalar bir araya gelir ve yarış için belirlenen kulenin tepesine çıkabilmek için tırmanmaya başlarlar. Seyirciler kurbağaların yarışı tamamlayabileceğine inanmamakta ve şu ifadeleri tekra

Kalemim

Kalemim Seninle ilk tanıştığımda beş yaşında ya vardım ya yoktum Zengin bir şehir gibiydi Kızılbelen dağları ve teknolojinin hiç girmediği bu mekânlarda toprağa kazıdığım desenleri hiç unutmam. O zamanlar bir ahlât ağacının dalıydın ve ben kâğıt niyetine kullandığım toprağa senin aracılığınla ulaşır ve duygularımı bütün safiyeti ile aktarırdım. Gün

Bir adım ötemizde

İnsan ölümü kendisine bir türlü yakıştıramıyor ve bu duygudan mümkün olduğunca kaçmaya çalışıyor. Ötekinin ölümünden bahsederken üzerine bir zırh örüyor ve ölüm kendisine hiç uğramayacakmış gibi davranıyor. İnsan başkalarının zayıflığından, ölümlü oluşundan, çaresizliğinden bahsediyor ancak kendisini ayrı bir noktada tutuyor ve korkularının üzerine

Tüketen ve tükenen nesiller

Hiç unutmam Bir sabah komşum kapımı çalmış ve "dünya varmış, bir haftadan beri televizyon bozuk ve bu vesile ile bir araya gelme fırsatı bulduk, hatta tatil için plan bile yaptık" demişti. Komşunun bu ifadelerinin ardından otuz yıl geçti ve bugün televizyonun yerini internet ve cep telefonu gibi ulaşımı daha kolay olan araçlar aldı. Her şey ters yü

Eskimeyen eşyalar

Duvarda eski bir çorap... Emine'nin büyük babasından kalmış, topukları aşınmış ve en az taşıdığı ayaklar kadar yorgun. Çiçek bahçesini andıran desenleri ustasının ruh zenginliğini ve içtenliğini ele veriyor çorabın. Üst üste istiflenmiş hatıralar, eskiyip giden yüzler, hayatın akışına kazınmış sözler bu desenlere karışmış ve hüzünlü bir kalp gibi a

Birlikte daha güçlüyüz

Varlığını sömürü, işgal ve şiddet üzerine kuran Batı medeniyeti, öteki olarak gördüğü üçüncü dünya uluslarını ürettiği kavramlarla yönetiyor. Hâkim ideoloji kendini aydın, ileri görüşlü ve tüm dünyaya özgürlük götüren bir aktör olarak taltif ederken kaynaklarını sömürdüğü halkları yoksul, cahil ve ilkel topluluklar olarak damgalıyor. Fıtratları boz