Varlığını sömürü, işgal ve şiddet üzerine kuran Batı medeniyeti, öteki olarak gördüğü üçüncü dünya uluslarını ürettiği kavramlarla yönetiyor. Hâkim ideoloji kendini aydın, ileri görüşlü ve tüm dünyaya özgürlük götüren bir aktör olarak taltif ederken kaynaklarını sömürdüğü halkları yoksul, cahil ve ilkel topluluklar olarak damgalıyor. Fıtratları bozulmamış, safiyetlerini korumuş olan bu toplumlar ise düşmanın silahı ile konuşlanarak kendi kavramlarını üretiyor ve imkânsızlıklara rağmen sükûneti sağlıyorlar. Boğazlarından geçen her lokmada ezilen halkların hakları olan Batı toplumlarında bireyler şiddet, intihar, yalnızlaşma ve ruhsal sorunlarla başa çıkmaya çalışırken ilkel toplumlar olarak lanse edilen Afrikalı "ubuntu" kavramı ekseninde birleşiyor ve güçlü bir dayanışma ağı oluşturarak motivasyonunu koruyor. pushfn('ads'); Kaynakları sömürülen, yoksullaştırılan ve teknolojinin getirdiği imkânlardan mahrum bırakılan Afrikalı halklar, hilkatlerinde mevcut olan değerleri "ubuntu" kavramı ekseninde derinleştirerek hayatlarına taşıyor ve güçlüklere karşı direnç kazanıyorlar. Bu toplumlar bu sayede ihtiraslarından arınıyor ve mevcut imkânları paylaşarak hayatta kalabiliyorlar. "Benim hayatım biz olduğumuz zaman anlamlı" esasına dayanan "ubuntu"lu kabilesi, Nijerya'ya, Kamuran'a ve Afrika kıtasının güney ucuna kadar uzanan bir etkiye sahip. Tarihi süreç içinde etnik dışlanmaya maruz kalmış, yoksullaştırılmış, köleleştirilmiş olan Afrikalı halk, ağır kuşatmalara rağmen bu değerleri koruyor ve birbirlerine tutunuyorlar. Bu dayanışma, bu birliktelik ruhu onları ruhen ve bedenen güçlendiriyor ve güçlüklere karşı direnç elde etmelerini sağlıyor. Sen varsan ben anlamlıyım esasına dayanan "ubuntu", Afrikalı halkların kalplerini birleştiriyor ve birbirlerinden güç almalarını sağlıyor. Huzur ve mutluluğun ekmek kadar elzem olduğunun bilincinde olan bir toplum Afrikalı Hayatın bütün zorluklarına rağmen kardeşlik, paylaşım ve dayanışmaya önem veriyor ve bu değerleri korumaya çalışıyor. Bütün değerleri birleştirecek bir "biz" duygusu inşa eden halk tabiatlarında mevcut olan özü koruyarak medeniyeti iç dünyalarında inşa ediyor ve kendi imkânlarıyla hayatta kalıyorlar. Temeli sevgi ve paylaşıma dayanan bu medeniyetin çekirdeğini oluşturuyor ubuntu ve bireyler ben duygusu ile değil biz duygusu ile hareket edip bir salkımın taneleri gibi tutunuyorlar birbirlerine. pushfn('ads'); Afrika halkına dayanışma ruhu kazandıran ubuntu bireylerin anlayış kapasitelerini ve paylaşım anlayışlarını geliştiriyor. İnsanlar tanımadıkları kişilerle yan yana geldiklerinde kendilerini tehdit altında hissetmiyor aksine güç ve güven elde ediyor ve ruhen güçleniyorlar. Asırlardır sömürülen, köleleştirilen Afrikalı halk önce ben değil, önce sen anlayışını düstur edinerek temel ihtiyaçlara dahi ulaşımın güç olduğu beldelerde kardeşlik duygusunu temellendiriyor ve içselleştiriyorlar. Ezilen halkların özleriyle buluşmasını farklı noktalardan ele alabilirsiniz ancak tarafsız