Fatma Tuncer

Milli Gazete

Okul Heyecanı Kaygıya Dönüşüyor

Eşi vefat eden ve evinin ihtiyaçlarını ofis temizliğine giderek karşılayan bir tanıdığım, okulların açılmasına yakın kaygılarının arttığını söyledi ve duygularını şu ifadelerle paylaştı: "Bir defter 30 TL olmuş, kitap almayıp fotokopi çektireyim diye düşündüm ama bunda da zorlandım ve okul döneminde çocuklarımın heyecanını hiçbir zaman paylaşamadım

Baba Kapıyı Çalınca

Gün batarken kızıl bir ışık sızar evin camına ve çocuğun yüzünde tebessümler açar. Bir serinlik doğar çocuğun içine sonra oyuncakları toplar ve beklemeye başlar. Çünkü hemen her gün aynı vakitlerde çalar baba kapıyı ve çocuk kapıyı anneden önce açabilmek için aynı kararlılıkla koşturur. Her gün aynı saatte dikkatini pür dikkat vermiş beklemektedir

Çocuklarımızı kim eğitiyor

İnsanlarımız 23 Eylül'de düzenlenecek olan LGBT karşıtı yürüyüşe odaklanmış ve gittikçe yayılan sapkınlığın son bulması için seslerini yüksek mercilere ulaştırmak istiyorlar. Toprağın, suyun, havanın ve insanın tabiatının bozulduğu bir çağda yaşıyoruz. Öylesine girift, öylesine hengâmeli yollardan geçiyoruz ki, neye uzansak, neye dokunsak bir koku

Kazanmak Kaybetmekten Daha Zordur

"Babam arayıp seni evlatlıktan reddettik, artık ne annenle ne de benimle bir irtibatın olabilecek dediğinde ciddiye almamıştım ama reddedildiğimi belgeleyen evrak tarafıma ulaşınca sarsıldım, üzerimden TIR geçmiş gibi hissettim, ezildim, küçüldüm toprağın altına girip kaybolmak istedim" demişti Nevriye. Ailenin tek çocuğuydu ve ilk dini eğimini cam

Dert Varsa Derman da Vardır

Cemre'nin hikâyesi güçlü insan algımı tamamıyla değiştirdi. 40 yaşında ağır fiziki engeli olan bir kadın Cemre Evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getirecek durumda değilsin deyip engel olmak isteyen aile fertlerini ikna edip evlendi. Eşinin engel durumu kendisine nazaran daha hafifti ancak evin bütün sorumluluğu Cemre'nin üzerine yıkılmıştı

Hayalleri Katilin Elinde Kaldı

Faşist bir grup tarafından katledilen Suriyeli Faris'in fotoğrafına bakarken yoğun bir suçluluk duygusu yaşadım ve küçük bir çocuk gibi başımı yere eğdim ve uzun süre öylece kaldım. 17 yıllık çileli hayatına 70 yıllık acıyı sığdırmış, savaşı, babasızlığı, yoksulluğu bir kapta birleştirip taşımış ve hayallerini tek başına büyütmüş bir çocuktan bahse

İhtiyaçlarımız ve Kimliklerimiz

Kimliklerimiz çocukluk döneminden itibaren şekillenmeye başlar ve sosyal çevreye açıldığımızda rollerimizi benimser ve hayatın akışına uyum sağlarız. Bu doğal bir döngü, doğal bir süreçtir. Yaşamın ilk yıllarında cinsiyetimize uygun oyunlar seçer ve kimliklerimizin alt yapısını oluştururuz. Kız çocukları spontane olarak annelik rollerini oynar ve b

Issız bir adaya düşseniz yanınıza ne alırdınız

Arkadaşımın paylaştığı videoda genç bir birey sokak röportajı yapıyor ve insanlara kulaklarımızın aşina olduğu o soruyu soruyor: "Issız bir adaya düşmüş olsaydınız yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu" İnsanların çoğu hiç düşünmeden cevap veriyor; "İnternet, cep telefonu ve kitap" diyor ve burada bu üç araçla yaşayabileceklerini ifade ediyorlar. Rö

Çok şey mi istediler

İnsanoğlu dünyaya geldiğinde kendini güvende hissedebilmek için ilk evvela eve ihtiyaç duydu ve aile kavramı bu yapının içinde doğal olarak gelişti. Toplumun en küçük ve en etkin birimidir aile, ev ise nesillerin maddi ve manevi bütün ihtiyaçlarının karşılandığı özel bir alandır. Ev aile, aile ev demektir ve bu iki kavram birbiriyle sırdaştır. Aile

Zamanın içindeyiz

Hepimiz zamanın içinde doğduk ve zamanın çocuklarıyız. Burada günler, aylar, dakikalar aldığımız nefesle birlikte akıp gider ve her zerre bir vedanın izlerini taşır. Zaman hayatımızın tam orta noktasında, alıcı bir kuş gibi durur ve gençliğimizden, gücümüzden, direncimizden bir şeyleri alıp götürür. Kalbur gibi süzer aldığını ve geri vermez. Dinami