Zamanın içindeyiz

Hepimiz zamanın içinde doğduk ve zamanın çocuklarıyız. Burada günler, aylar, dakikalar aldığımız nefesle birlikte akıp gider ve her zerre bir vedanın izlerini taşır. Zaman hayatımızın tam orta noktasında, alıcı bir kuş gibi durur ve gençliğimizden, gücümüzden, direncimizden bir şeyleri alıp götürür. Kalbur gibi süzer aldığını ve geri vermez. Dinamiktir, gücünden hiçbir şey kaybetmez zaman, duraksamaz, uyumaz, uzaklaşmaz ve yorgunluk nedir bilmez, varlık âleminin damarlarında dolaşır, durur. Her şey zamanın kucağına doğar ve ne gül vaktinden önce açar ne bülbül şafaktan önce öter. Bütün dünyaya kanatları altında taşıyan bir albatrostur zaman, bir kanadında hız diğer kanadında sabır vardır. Ve insan zamanla birlikte büyür ve sabrı öğrenir. Dünyaya gelen bir bebeğin dünyaya uyum sağlayabilecek seviyeye gelebilmesi için zamana ihtiyaç vardır ve çocuk zamana kurar kendini, dakikalar geçtikte gelişir ve olgunlaşır. Çocuk dış dünyaya açılır ve merdivenleri bir bir çıkarak erişkinler dünyasına ulaşır. Bütün bunlar zamanın kucağında gerçekleşir ve çocuk dünyayı zamanla tanır ve zamanla devam eder yolculuğuna. pushfn('ads'); Zaman insanın dünya ile kurduğu iletişiminin hem başı hem sonudur Kişi burada neye talip olmuş, neyi arzu etmiş ve hayatını neye adamışsa onunla anılacak ve karşılık bulacaktır. Bütün renkleri, bütün hevesleri ve bütün ihtirasları aynı kapta birleştiren bir halat gibidir zaman ki, halat çözüldüğünde gonk çalar ve sessizce veda ederiz. Dijital çağda zaman insanın değerini ve emeğini tüketen bir süreç olarak görülüyor ve hemen herkes bu çarkın içinde yer alıyor. İnsanlar ev ile iş arasında geçen süreçte kendilerini tanıma ve keşfetme fırsatı bulamıyor ve zamanı ihtiraslarına kurban edip bitmek bilmeyen bir koşuşturmacanın içine giriyorlar. Modern çağın çocukları ellerinde kâğıttan bardaklarla koştururken avuçlarının içinden kayıp gidiyor zaman. Anneler bir eve bir ömürlük zamanı sığdırıyor ve toprak kokan gün ışığını, gökyüzü ile kucaklaşan papatyaları görmeden veda ediyorlar hayata. Gençler hayatlarının en verimli çağında koşturuyorlar sığ sokaklarda ve saatler çalmaya başladığında vaktin geçtiğini fark edip, başlarını eğiyor ve pişmanlıklarını ikrar ediyorlar. pushfn('ads'); Modern çağın çocukları zamanı ekmekle eşit tutuyor ve maddiyatla ilişkilendiriyorlar. Bu çocuklar varlık âleminin kalbinde atan sevgiyi ve onurla kat edilmiş yolları yok sayıyor, insanı da zamanı da maddi bir varlığa indirgiyorlar. Oysa ekmek sadece bütünün bir parçasıdır ve attığınız her adımda zamanın diğer varyantları ile karşılaşır ve parçaları bir araya getirip