Hayalleri Katilin Elinde Kaldı

Faşist bir grup tarafından katledilen Suriyeli Faris'in fotoğrafına bakarken yoğun bir suçluluk duygusu yaşadım ve küçük bir çocuk gibi başımı yere eğdim ve uzun süre öylece kaldım. 17 yıllık çileli hayatına 70 yıllık acıyı sığdırmış, savaşı, babasızlığı, yoksulluğu bir kapta birleştirip taşımış ve hayallerini tek başına büyütmüş bir çocuktan bahsediyorum. Ölüm kusan bombalardan kaçarken katilin tuzağına düşmüş ve hayalleri ile birlikte katledilmiş Faris. Katiller sadece Suriye'de, Mısır'da, Filistin'de değil, onlar dünyanın her yerinde şiddet kusmaya devam ediyorlar. Babası şehit olduktan sonra çocukluğa veda edip, geride kalan anne ve kardeşlerin sorumluluğunu tek başına üstlenmiş ve babanın yerini doldurmaya çalışmıştı Faris. Zeki ve çalışkan bir gençti, Reyhanlı eğitim kampüsünde öğrenim görmüş ve tıp fakültesini kazanmıştı. Üniversiteyi kazandığını öğrendiğinde veda ettiği çocukluğuna yeniden kavuşmuş ve ailesini kanatlarının altına alabileceği günlerin hayalini kurmuştu. Faris bir doktor adayıydı ve tırmandığı zorlu yokuşun sonunda hayallerine ulaşmak onun için gurur vericiydi. Fakat bu sevincini baba ile paylaşamadığı için neşe ile hüznü aynı anda yaşamıştı. Hikâyesi yarım kaldı Faris'in, tırmandığı yokuşun en çetin noktasını henüz aşmıştı ki, bir cani tarafından katledildi. pushfn('ads'); Basında Faris'in katledilmesi bir hafta önce yaşanan kavgayla ilişkilendirilse de sorunun asıl kaynağının ırkçı faşistlerin bu insanlara karşı besledikleri kin ve nefret olduğunu biliyoruz. Faşistler mültecileri bütün sorunların kaynağı olarak görüyor ve "bize ait olan topraklarda yaşıyor, bizim ekmeğimizi yiyor ve yoksullaşmaya sebebiyet veriyor" diyor nefret kusuyorlar. Sanırsınız ki mülteciler gelmeden önce her şey güllük gülistanlıktı, sanırsınız ki bu insanlar bu topraklara ayak basmadan önce işsizlik ve yoksullaşma yoktu Merhamet insanı diğer canlı türlerinden ayıran temel değerlerden biridir ki, kişi bunun bilinciyle hareket ettiğinde toprağı yararak yürüyen karıncadan, yol kıyılarında hayat arayan gelincik çiçeğine kadar her canlının hayatına saygı ile yaklaşır. Merhametini kaybeden kişi ise kendini yeryüzünde hiçbir türün cüret gösteremeyeceği katliamların içinde bulur ve tehlike saçan bir katile dönüşür. Katilin ırkının, etnik yapısının, doğup büyüdüğü coğrafyanın, kullandığı dilin hiçbir önemi yok neticede hepsi şerde birleşiyor ve kirli bir mirası sürdürmeye devam ediyorlar. pushfn('ads'); Bugün bireylerin hemen her dakika mutluluğa olan özlemlerinden bahsettiklerini görüyoruz oysa merhamet bundan daha elzem bir ihtiyaçtır. Nitekim merhametin yayıldığı toplumlarda mutluluk doğal olarak gelişecek ve sevgiye, erdeme dönüşecektir. Fakat ne yazık ki her fırsatta nefreti tetikleyecek söylemler sarf eden kelli felli adamlar, halkın kalbindeki