Ergün Yıldırım

Star

Depreme sosyolojik seyahatim

On bir ilde yüzyılın depremleri yaşandı. Şehirlerimiz yıkıldı. Tarihin en büyük ölümlerini ve acılarını yaşadık. Beş yüzyıl önce de aynı bölgede benzer depremler olmuştu. Şehirler yıkılmıştı, bazısı da tamamen yok olmuştu. Ancak nüfus bugün ki gibi devasa değildi. Bu nedenle can kaybımız şimdi çok daha fazla oldu. Depremi önce fiziksel anlıyoruz.

İstanbul kültürel sermayedir

Sermaye dediğimizde aklımıza hemen ekonomi veya para geliyor. Oysa sermaye anlamı geniş olan bir kavram. Zenginlik anlamına da gelir. Zenginlik de sadece madde ve parayla sınırlı bir olgu değil. Kanuni'nin şu dizelerinde ne kadar güzel ifade ediliyor!Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibiBir nefesl

Kilise basmak

İslam'ın gayrimüslimlerle ilgili bakışı nettir. Ehlikitap denir ve ehlikitap hukuku vardır. Kitabımız da Allah'ın adının anıldığı yerlere karşı saygıyı emreder. Hatta savaş anında bile Kilise ve Havra gibi mabetlere saygılı olun der. Osmanlı bunu asırlarca uyguladı. Kiliseler ve havralar güven içinde varlıklarını sürdürdüler. İslamiyet'in bu pratik

ABD uçakları ve gemileri kiminle savaşacak

Biden'ın yüzüne "savaş dursun" diye haykırıyor bir grup kadın. Vicdanlı kadınlar bunlar. Gazze'deki soykırıma yürekleri kan ağlıyor. Her çeşit riski göze alarak dünyanın en güçlü devletin en güçlü adamına karşı yeter diyorlar. Başkent ve New York'ta da yüzbinlerce insan yürüyor. ABD, kamuoyunda iki devletli çözümden bahsediyor. Aynı ABD, İsrail t

İran, ABD, Husiler

Orta Doğu büyük bir iç savaşı yaşıyor. Post-Osmanlı sonrasında zaman zaman düşük yoğunluklu süren bu savaş ve çatışmalar artık çok farklı boyutlara ulaşıyor. Önce isyan hareketleri, milis kuvvetler ve büyük terör yapılarıyla başladı. Şimdi artık devletler aşamasına taşındı. İran, bunun öncülüğünü yapıyor. Önce Suriye'de rejim karşıtlarının yoğun ya

İstanbul başkanını ararken

İstanbul başkanını arıyor. Medeniyetler şehri. Halifenin payitahtı. Osmanlı asırlarını üzerinde taşıyan mekân. Fatih Camii, Sultanahmet Camii, Ayasofya, Süleymaniye Külliyesi, Beyazıt Camii, Büyük Çarşı, Haseki mahallesi, Fatih mahallesi, Koca Mustafa Paşa mahallesi, Eyüp Sultan semti, Üsküdar Hüdai Külliyesi, boğazlar boyunca sıralanan kültür ve t

Narkotik toplumsala karşı başarılı mücadele

Toplumlar, vurucu dalgalarla beraber değişiyorlar. Kendilerini bu dalgalarla tanımlayacak hale geliyorlar. On bir ili vuran deprem bölgesinde toplum, artık deprem toplumu olur. Türkiye'de bunun yakinen yaşadık. On bir ilimizde toplumsal hayata tamamen deprem damgasını vurdu. Kovit zamanlarında da "epitemik toplum" olmuştuk. Şimdi bütün dünyayı sara

Ortadoğu savaşlarının yüzyılı

Post-Osmanlı Ortadoğu'sunda, hep savaş durumu yaşanıyor. Önce işgallere karşı ulusal kurtuluş savaşları verildi. Arkasından darbeler geldi. Nasırcı ve Baasçı rejimler doğdu. Yeni devletler Arap Milliyetçi Sosyalizmi etrafında ve savaşçı komutanlar önderliğinde kuruldu. Saddam, Nasır, Kaddafi, Esad böyledir. Arap-İsrail Savaşları ortaya çıktı. Yılla

Siyonizmin zevkleri

Gazze, Siyonizm'in vahşet sahnesi. Bütün insanlık tarihinde yapılan vahşetleri burada sergiliyor. Sanki vahşetin tarihi üç aylık gibi bir zamana sığdırılmış. Bu zaman, Gazze şehrinde gösterime giriyor. Canlı hem de. Siyonizm, kötülükler tarihinde olan ne varsa onları iştahla ve zevkle yapıyor. İnsanı çıldırtan da kötülüğün zevkle yapılmasıdır. Çünk

Siyonizm'e isyanın şehri: Gazze

Her şehir insanlarla yaşar. İnsanlarla yaşadıkça hayatını sürdürür. Gazze de öyle. İnsanlar Gazze'de katlediliyor. Gazze'de soykırımdan geçiriliyor. Gazze'de evleri başlarına yıkılıyor. İçinde insanın kımıldandığı ne varsa yerle bir ediliyor. Şehir insansız hale getiriliyor.Şehir bir hayalete ve harabeye dönüşüyor. Sanki adı efsanelerde ve savaşlar