Emre Kongar

Cumhuriyet

'Süreçten' 'komisyona': Beş temel çelişki

Bu iktidarın en önemli özelliği ilkesizliği ve tutarsızlığıdır: Dün dost olan bugün düşman, dün düşman olan bugün dost olabilir. Dünkü hainler, katiller, bugünkü vatansever politikacılar, dünkü vatanseverler bugünkü hainler haline gelebilir. Ayrıca aynı zamanda, aynı yerde yapılan, aynı eylemler, bu eylemleri yapanların kişiliklerine ve iktidarl

İsimsiz süreçten isimsiz komisyona: Çelişkiler

Cuma günkü yazımda ülkenin siyasal kaderini, çünkü rejimini etkileyecek olan, "adı konmamış" bir "Sürecin" taraflarını ve bu taraflar arasındaki çelişkileri yazmıştım. Bu "Sürecin" devamı için oluşturulan ve önceleri "Barış Komisyonu" adıyla, "Anayasa Komisyonu" olmadığı, ondan farklı bir komisyon olduğu vurgulanan "Komisyonun" ismi AKP tarafından

'Sürecin' çelişkileri

Adı bir türlü konamayan "Süreç" pek çok uzlaşmaz çelişkilerle dolu bir yapıya sahip. Bu nedenle de ne ortak bir anlayışı yansıtıyor ne de adı konulabiliyor. Kimilerine göre "Barış Süreci"... Kimilerine göre "Cumhuriyet'in Demokratikleşmesi Süreci"... Kimilerine göre "Terörsüz Türkiye Süreci"... Kimilerine göre "Kürt Sorununu özüm Süreci"... Ki

Lozan'ı hangi devlet niçin imzalamadı

Amerika Birleşik Devletleri'nin Lozan'ı imzalamamış olduğu bilinir. Ama burada sözü edilen Lozan Antlaşması'nın, İstiklal Savaşı'nda yendiğimiz ülkelerle imzaladığımız ünlü Lozan Antlaşması olmadığı pek bilinmez! ABD'nin reddettiği, özel bir Lozan Antlaşması'dır. Bu olayın öyküsünü "Tarihimizle Yüzleşmek" adlı kitabımda uzun uzun anlattım. Şimdi, ç

Kimlikçilik, hem gericilik hem de bölücülüktür

Ülkeyi Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi ve benzeri etnik ya da dinsel/mezhepsel kimliklere göre tanımlamak ya da yönetmeye kalkışmak hem toplumu yüzyıllarca geri götürür hem devleti parça parça ederek Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırır... Bu nedenlerle de olanaksızdır. Ama Emperyalistlerin 1000 (yazıyla bin) yıldır bıkmadan usanmadan sürdürdük

Naziler nasıl egemen oldu

Sevgili okurlarım, her zaman ama özellikle bunalım dönemlerinde, sıkıntılı günlerde tarih okumayı seviyorum. İnsanlık nerelerden geçmiş, toplumlar hangi gelişme çizgilerini izlemiş, bu gelişme ve değişmeler sırasında ne hatalar yapılmış, bunların bedeli nasıl ödenmiş Tarihteki beş konuyu daima merak etmişimdir: 1) Yunan mitolojisi. 2) Fransız Devri

Anayasal vatandaşlık eşitlikçidir!

" Anayasal Vatandaşlık" kavramı, ulusal devleti, din, dil, ırk gibi tarihten ya da coğrafyadan gelen "kültürel kimlikler" yerine, mensup olunan ülkenin siyasal kimliğine ve bu ülkenin "eşit haklara dayalı vatandaşlığına" bağlayan bir anlayışı dile getirmektedir. Bu niteliğiyle, "Kültürel Kimliklerin", Faşistlerin elinde istismar edilmesini engelley

Kültürel kimlik ile siyasal kimlik farkı

Sevgili okurlarım, her toplum, sahip olduğu üretim teknolojisi ve ilişkileri bağlamında örgütlenir ve bir kimlik üretir.Bu çerçevede bugün herkesin, üçü "Kültürel" biri "HukukiAnayasal", en az dört kimlik sahibi olduğu görülür.(Elbette bunlara, çeşitli meslek kimlikleri, sporcu, sanatçı, bilim insanı ve yazar kimlikleri gibi kimlikler de eklenebili

Sorun kişisel değil, rejim sorunudur!

Türkiye yanıyor: Hem ormanları yandığı için... Hem toprakları, maden yağmacıları tarafından delindiği, zehirlendiği ve zeytinlikleri yok edildiği için... Hem kentleri, betonlaştırılarak yaşanmaz hale getirildiği için... MADDİ OLARAK YANIYOR!Hem de ekonomik olarak iflas ettiği, insanlar geçinemediği için... Mal güvenliği kalmadığı, adalet bittiği iç

CHPnin zorlu tarihsel görevi

Cumhuriyet Halk Partisi CHP'yi, Mustafa Kemal Atatürk kurdu. Ve CHP ile 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etti. Daha sonra yine CHP, 1 Kasım 1945'te, bu kez İsmet İnönü'nün liderliğinde, "Çok Partili Düzen"e geçti ve "Demokratik Cumhuriyet Rejimi"ni kurdu. Ama ne yazık ki Menderes'in ve Bayar'ın liderliklerindeki Demokrat Parti, "Demokratik Cumhuriy