Türk Milliyetçiliği fertleri millet, milleti devlet, devleti ebed müddet eyler

Tarih boyunca tartışılan konuların başında din gelir. Literatüre baktığımızda ortak bir tanım dahi görmekte zorlanırız. Keza milliyetçilik meselesi de tartışmaların odağındadır. Yüzlerce farklı bakış açısı ile karşılaşmak mümkün. İki meselenin de özü, hayatı anlamlandırmak olunca farklılıkların olması da kaçınılmazdır. Üzerinde ittifak sağlanamayan iki konu bir de birlikte ele alınmaya başlandığında bir sonuca ulaşmanın zorluğu ortadadır.

Milliyetçilik-din tartışmaları iki yüzyılı aşkın süredir, insanlığın en büyük tartışma konularından birisi olarak karşımızda... Neredeyse her milletin kendisiyle özdeşleşmiş milliyetçilik tanımı var. Hatta bireysel manada binlerce milliyetçilik tanımıyla da karşılaşmak mümkün. Belki de bu işin doğası böyledir, denilebilir. Sırf bu yüzden bir önceki yazımda milliyetçiliğin ne olduğundan ziyade ne olmadığını tanımlama ihtiyacı hissettim.

İslam ve Türklük üzerinden tartışmalar da bir yüzyılı aşkındır devam ediyor. Halen, İslam'ın arkasına sığınarak kimi mahfillerde Türk düşmanlığı yapıldığını üzülerek izliyoruz. Türk milliyetçiliği, Türklüğe olan düşmanlıklarıyla sözüm ona ayaklar atına alınıyor. Bir de referansları Hz. Peygamber oluyor. Mesele üzüm yemekse, yanlış yerden başlanıldığını söylemeliyim. Maksat bağcıyı dövmekse zırva tevil götürmez.

MİLLİYETÇİLİK IRKÇILIK MIDIR

Türk sosyal psikoloji profesörü Türk Milliyetçiliğinin duayenlerinden Erol Güngör'ün ırkçılık ve otoriter rejim itirazına kulak verelim:

"Bugünkü Batı dünyası, bilhassa Amerikalıların etkisinde kalarak, milliyetçilik denince daha çok faşizm ve Nazizmi anlamaktadır. Hakikatte milliyetçilik bir kültür hareketi olması hasebiyle ırkçılığı, halka dayanan bir siyasi hareket olarak da otoriter idare sistemlerini reddeder. Bu bakımdan faşizm örneğine bakarak milliyetçiliği değerlendirmek her şeyden önce yanlış misalden hareket etmek olur."

Şimdi de Ziya Gökalp'e kulak verelim: "Türk olmak için her şeyden evvel Türk kültürü ile terbiye görmek ve Türk mefkuresi için çalışmak şarttır. Bu şartları taşımayanlara, kanca ve ırkça Türk olsalar bile Türk unvanını veremeyiz."

Milliyetçiliğin en kısa tanımı ise ortak tarih ve kültür şuuruna sahip bir milletin, aynı bilinçle yaşama iradesidir. Bu kısa ve basit tanım, bizim kendi gerçeklerimizden süzülmüştür. Bu topraklara uzak kavramlarla yapılacak tüm tartışmalar ise Türk Milleti'nin ve dolayısıyla Türk Milliyetçiliğinin tabınakarakterine muhaliftir.