Kur'an'ın yakılması İslamofobi ve Müslümanlar

İsveç'in başkenti Stockholm'de, Irak asıllı Salwan Momika isimli şahsın, Stockholm Camii önünde üstelik polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i yere atıp üzerine çıkması ve daha sonra ateşe vermesi akıllara ziyan bir eylemdi. Ancak bu nefret ve tahrik eylemi ne ilkti ne de son olacaktı.Kendi özelinde bu hadisenin birden fazla amacı olabilir. Nitekim Prof. Dr. Hasan Ünal "Kur'an yakma tahrikine medeniyetler projesi ile karşılık vermeliyiz" makalesinde, "İsveç'in NATO üyeliğine yönelik Türkiye'ye yapılan baskılar ne zaman artsa ve Ankara Stockholm'ün üçlü mutabakat metninde yer alan taahhütlerini yerine getirmediği takdirde İsveç'in NATO'ya dahil olmasına onay vermeyeceğini söylese bu tahrikler yeniden hortluyor" tespitini yapmaktadır. Ünal'a göre "İsveç'in NATO'ya girmesini istemeyen grupların ve partilerin bu eylemelere destek olması ya da Ankara'yı tahrik ederek Türkiye'nin vetosunu farklı bir zeminde tartışmaya açması" bu amaçlardan bazıları.İslamofobi (İslam korkusu) insan haklarını tehdit eden sorunlardan biridir. 11 Eylül 2001 saldırılarıyla artan ve Batılı devletlerin dış politikalarına da yansıyan İslamofobi; Hollandalı yapımcı Theo Van Gogh'un öldürülmesiyle ve İstanbul, Madrid, Bali, Mumbai, Londra şehirlerinde görülen protestolarla artmış, IŞİD, El-Kaide, El-Nusra, Boko-Haram vb. örgütlerin eylemleriyle önyargılar iyice pekişmiş, "İslami terör" bu süreçte kullanılan kavramlardan biri haline gelmiştir.İNSANLIK ÖLÜLERDEN OLUŞUR!Terörün, ötekileştirmenin, aşağılamanın, hor görmenin dini, mezhebi, ırkı olamaz. Akli selimle ve fikri selimle düşünen her uygar insanın yaklaşımı budurbu olmalıdır. Aksini savunan her görüş sapmadır. Ancak bu zeminde insanların birbirlerine yaptıklarını anlamak gerçekten zor. Hatta 'tarih bu sapmalardan ibarettir' dersek yanlış olmaz. İnsanlık tarihinin birkaç yüzyılı hariç, tamamının savaşlarla geçmesi, yeryüzündeki insanların büyük çoğunluğunun sanılar, yalanlar ve yanlışlar içinde olduğunu (En'am116) söyleyen ayeti doğrulamaktadır. Bırakın eski tarihi, 2009'da yayınlanan bir makaleye göre "Son üç yüz yılı aşkın süre içinde insanlar yalnızca 26 gün birbirlerini öldürmeden yaşamışlar. Topyekûn veya bölgesel savaşın olmadığı farklı tarihlerde sadece 26 gün." Sosyolojinin babası Auguste Comte'un anıtında yazan şu söz, meseleyi bütün çıplaklığıyla ortaya koyar: "İnsanlık yaşayanlardan daha çok ölülerden oluşur."İnsanlar hırsları uğruna ölmeye ve öldürmeye devam edecek. Rusya-Ukrayna Savaşı'nı hep birlikte izliyoruz. Diyor ya Akif: "Geçmişten adam hisse kaparmış; ne masal şeyBeş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlarHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi" Etmezdi. Demem o ki, tarih, tecrübe, savaşların acımasızlığı insanlığa, en güçlü vaizvaaz olarak yetmeliydi ve fakat ekonomik ve siyasal büyük çıkarların "kanla çözümlenen çatışması" hiç bitmedi bundan sonra da biteceğe