Aklın yok sayıldığı yerde din de yoktur

Geçen hafta "Mâtürîdî'de din, Allah'ı birlemektevhit, inanç esasları, ibadetin sadece Allah'a ait olması ve ahlaki ilkelerdir. Mâtüridî bunlara, akliyyat da der" demiştik. Mâtüridî'nin inanç ve itikadı akılla irtibatlandırması, şeriat alanı olan ibadetleri ve dini hükümleri de vahiyle ilişkilendirmesi, günümüz sorunlarını çözme konusunda büyük bir rahatlama imkânı sunar. Çünkü Mâtürîdî'ye göre akıl, şeriat hükümlerini içtihatla neshedebilir. Mâturidî'nin şeriat zemininde koyduğu bu tasarruf hakkı, klasik fıkıhta var olan, el kesme veya yüz değnek vurma ya da Yahudilikten Müslüman kültürlere de geçmiş olan taşlayarak öldürme (recm ya da ridde) gibi cezalar başta olmak üzere muamelatla ve hükümlerle ilgili pek çok konunun tartışılmasına imkân sağlar.Sosyal medyada sıkça dolaşıma giren, izlediğinizde kanınızı donduracak infaz görüntülerinin İslam ile anılıyor olması, akli selim ile düşünen kalbi selim ile hisseden herkesi rahatsız etmektedir. DİB Başkanı Ali Erbaş; topluyoruz, çarpıyoruz gençler camiye, Cuma namazına gelmiyor demiş. Kimin eseri acep, iyi düşünülsün. Akıldan, bilimden, nezaketten yoksun, zamanın ruhuyla örtüşmeyen din diliyle daha nereye kadar gidilebilir Gençler her şeyden önce adil, eşitlikçi, özgürlükçü, hakkaniyeti ve liyakati temele alan davranışlar görmek istiyor. İslam'ın ilkel-acımasız-hoşgörüsüz-sevgisiz-kadın düşmanı-şiddet dini olmadığını ortaya koyacak, siyasetten uzak, bilimsel, etik ve estetik fıkıh söylemine ihtiyaç var.Tam da bu noktada Türklerin amelde takip ettiği Ebu Hanîfe'nin ve itikatta takip ettiği İmam Mâtüridî'nin din-şeriat farkını ortaya koyan bakış açısı, Hz. Muhammed'in "Ben alemlere rahmet olarak gönderildim" mesajıyla örtüşür. Dolayısıyla aksı-merkezi, aklın ve merhametin oluşturduğu, zamanın idrakine ve ruhuna uygun çıkarımlara olanak tanıyan ahlaki okumalara ihtiyaç var.Akıl, vicdan ve etik değerler bir şeyi reddediyorsa, onun gözden geçirilmesi kaçınılmazdır. Mâtüridî, özgün bilgi kuramıyla şu hayatî gerçeğe dikkat çeker: "Akıl yürütmeyi inkâr eden kimsenin elinde onu reddetmek için akıl yürütmekten başka bir kanıt yoktur. Bu da istidlalinçıkarımın bir delili olmuştur; demek ki, kendisini bertaraf etmenin yolu yine kendisidir. Aslında nesne ve olayların meşru oluşu veya olmayışı, kötü fillerle iyi fiiller, bütün bunlar hakkında duyuların algılayışı ve haberlerin gelişinden sonra bile -şayet algı ve haber her yönüyle irdelenecekse- elde edilebilecek nihai bilgi sadece akıl çerçevesindedir ve bir de sadece tefekkür ve istidlale ulaşılabilecek hususların çıkarılmasıyla mümkündür." Kitâbü't-Tevhit-MâtüridîEN AZİZ ŞEY AKILDIRMâtüridî, dinin gerekliliğinin temelinde de aklın yattığına vurgu yapar. Çünkü aklın yok