Rusya - Ukrayna savaşı devam ederken

21. asırda insanlık huzur, sükûn, adalet, daha iyi bir eğitim, daha sağlıklı hayat, adaletsizliklerden, her türlü zulümden uzak, insan hakları ve demokrasinin ön plana çıktığı bir hayat beklerken, dünyanın birçok geri kalmış ülkesinde zalimler kan kusmaya devam ederken, çeşitli bahaneleri öne sürerek Rusya komşu devlet olan Ukrayna'yı bölmeye, parçalamaya, Ukrayna topraklarında yeni yeni devletler tanıyarak Ukrayna'ya savaş ilan etti. Bizler her hâlükârda komşularımızın iyi olmalarını ister, devletimizin kararı olan Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, bir an önce ateşkes ilan edilerek daha çok insanın kanının akmamasını isteriz. Dileğimiz en kısa zamanda ateşkes sağlanarak, yeniden barışın tesis edilmesidir. Bu arada şunu ifade etmek isterim, ülkemizde bütün yazarlar konu ile alakalı fikirlerini beyan eden yazılar yazdılar, yazıyorlar. Birçok yorumcu devamlı kanal kanal gezerek televizyonlarda yorumlar yapıyorlar. Kimileri Sayın Cumhurbaşkanımızın, daha doğrusu devletimizin izlediği politikayı yerinde bulurken, kimileri de tenkitler ediyorlar. Elbette ki bütün gençlerimizi kastetmiyorum. Ancak biliyoruz ki, hayatlarında bir gün olsun çalışmayan, alın teri dökmeyen, sıkıntılar çekmeyen Z kuşağı diye adlandırılan gençlerin bir kısmı daha müreffeh bir hayat için Avrupa ülkelerine, Ukrayna'ya gitmeyi hayal eder olmuşlardı. Çokları gittiler, gitmek için çareler arayanlar var. Hatta Ukrayna'ya daha iyi bir hayat sürdürmek için (Okumak için gidenleri tenzih ederim.) giden gençler şimdi nasıl da koşar adımlarla Türkiye'ye doğru koştuklarını görüyoruz. Bu arada Sayın İçişleri Bakanımızı ve Dışişleri Bakanımızı ve ilgili bütün birimleri tebrik ederiz. Vatandaşlarımızı tehlikeli alandan sistemli ve düzgün bir şekilde çıkardıkları ve çıkarmaya devam ettikleri için. Hiçbir şekilde savaşı hoş karşılamayız. Savaş ülkeler ve insanlar üzerine yıkıcı tesirler bırakır. Tarih boyunca bütün savaşlar hep yıkıcı olmuş, nice can ve mal kayıplarına sebep olmuştur. Önemli olan; bütün milletlerin, bütün insanların, dinleri, dilleri, inançları, renkleri ne olursa olsun barış içinde yaşamalarıdır. Artık asrımızda milletleri sömürmek, insanları köleleştirmek, renklerinden, dillerinden, dinlerinden dolayı memleketlerinden sürmek, vatanlarını ellerinden almak son bulmalıdır. Günümüzde milyonlarca insan suçsuz ve günahsız yere Pakistan'da, Afganistan'da, Irak, Suriye, Bosna, Myanmar ve birçok Afrika ülkesinde zalim devletler tarafından sömürülmediler mi Vatanlarından sürülmediler mi Bu zalim devlet idarecileri o ülkelere giderken neler demişlerdi "İnsan hakları, demokrasi ve adalet götüreceğiz" diye gittikleri ülkelerin insanlarının hallerine bakınız lütfen. Tam yazıyı yazarken bu noktada TRT Haberleri başladı. Yeni bir haber var mı diye haberleri izlemeye geçtim. Avrupa'nın belli başlı ülkelerinin iki, üç televizyon muhabirleri hemen hemen aynı manayı ifade eden bir haber geçiyorlardı: "Ukrayna'da da silahlar, bombalar patlıyor. Ama Ukrayna'daki insanlar Pakistan'dakilere, Afganistan'dakilere ve Irak'takilere hiç benzemiyor. Bunlar bizim gibi beyaz. Bunlar bizim dinimizden Hristiyan. Ancak ötekiler Müslümandı" haberi görüyor musunuz Hristiyan olanlar veya beyaz renkli olanlar ölmesin. Ama Müslümanlar varsın ölsün. Sizin demokrasinize de insanlığınıza da lanet olsun. Ve sizlere de binlerce yazıklar olsun İşte sizlerin cibilliyetiniz bu. Asla Müslümanları sevemezsiniz. Hepinizin canı cehenneme gitsin. Değerli kardeşlerim, burada çok önemli bir olaya kısaca yer vermek isterim. Medine-i Münevvere'de Resulullah Efendimizin (SAS) bulunduğu bir meclisten bir cenaze geçiyordu. Peygamberimiz (SAS) cenazenin geldiğini görünce hemen ayağa kalktı. Yanındaki sahabeler kendisine: "Ya Resulullah o Yahudi'dir" dediler. Peygamber Efendimiz onlara, bugünkü zalim idarecilere ders olacak, çok güzel ve net bir cevap veriyor: "O da bir insan değil mi" (Müslim Cenaiz 78). Şu anda naylondan evlerde oturan, vatanından