Fazla kâr etmek için mal stoklamak helal mi

Aynı bilinmeyen gizli eller yine düğmeye bastılar, döviz alabildiğine yükseldi. Bununla da kalmadılar büyük şirketleri, imalatçıları, fabrikaları da yanlarına çekerek bir anda ülkemizde akıl almaz bir fiyat yükselmesine sebep oldular. Hatırlar mısınız 12 Eylül öncesi her gün bizler televizyon ve radyolardan hava raporu gibi kardeşin kardeşini öldürme haberlerini dinlerdik. Nice taze canlar, nice taze fidanlar kardeşin kardeşe sıktığı kurşunla can verdi. 12 Eylül darbesi yapılınca bir anda adam öldürmeler durdu. Şimdi alabildiğine pahalılık yapanlar aynı oyunun bir başka versiyonunu sergilemeye çalışıyorlar. Hükümeti devirmek ve iktidarı ele geçirebilmek için bu defa da ekonomik ihtilal yapmaya çalışıyorlar. Ülkemizdeki bazı beyinsiz kafalara göre Tayyip Bey gitsin de yerine varsın Putin gelsin diyecek kadar aşağılaşmışlar. Şu anda dövizin artması bahane edilerek üreticiler, imalatçılar, büyük ve küçük marketler, alışveriş merkezleri ve pazar tezgâhlarında dövizin artışı ile kabili kıyas olmayan bir zam furyası, stokçuluk göze çarpmaktaydı. Hükümetimiz, ilgili birimler, basın yayın organları, televizyonlar bu haksız kazanca bakalım meclisten stok kanunu çıkarsa nasıl bir etki edecekBazı firmalar işin hilesine kaçarak kg bazında, ambalajlarda küçülmeye giderek fiyatları artırıyorlar. Anlaşılan milletimizi, devletimizi, çeşitli tehlikeli saldırılarla diz çöktüremeyenler, 15 Temmuz'u yapanlar, öyle veya böyle yeni ve sinsi hesaplar peşindeler. Bir taraftan ittifaklar yapılırken, öbür tarafta birileri ateşi mutfağa kadar götürerek, tabir caiz ise fakir fukarayı canından bezdirerek başta Sayın Devlet Başkanımız Tayyip Erdoğan'ı ve hükümetimizi, daha doğrusu milletimizi diz çöktürmek istiyorlar. Hükümetimizi, birilerinden emirler alır hale getirmeye çalışıyorlar. İnşallah milletimiz bu oyunları el birliği ile bozacak ve elinin tersi ile kaldırıp atacaktır. Neticede hükümetimiz daha doğrusu devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Türk parasını döviz karşısında koruma tedbirleri aldılar. Bu defa da aynı çevreler akıl almaz şekilde saldırmaya başladılar. Muhalefet partileri vicdanlarının seslerini dinleme ve Türk devleti lehine kararlar alma veya alınan kararları destekleme yerine "dağdan" gelen emirlere kulak kesilir oldular. Milliyetçi diye tanıdığımız bazı milletvekilleri doların düşmesi ile hiç de utanmadan vatandaşı ucuz döviz almaya teşvik etmekten bile çekinmediler Çok çok yazıklar olsun Tabirimi lütfen mazur görünüz. Türkiye'nin Azerbaycan'da oluşu, Suriye'de oluşu, Filistin, Irak, Afganistan, Kıbrıs ve diğer İslam ülkelerini savunması, hele hele silah sanayiinde çok güzel başarılar elde etmesi, Akdeniz'de doğal gaz vs. araması tabir caiz ise Batılı dostlarımızı (!) ve sözde müttefikimiz olan (!) ABD'yi çileden çıkarıyor. İşte bu ve bunun gibi bazı sebeplerden dolayı ülkemiz içindeki maşalarına da maddi destekler yağdırarak ülkeyi bölmek istiyorlar. Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen tüm çirkin oyunları bozmalıyız. Bu arada A'dan Z'ye bütün işadamı, esnaf, fabrikatör, imalatçı, üretici, tüketicilere çok büyük görevler düşmektedir. Dövizin düşmesi ile onlar da ürettikleri tüm alanlarda orantılı bir şekilde indirime gitmelidirler. Devletimizi, yıkmak ve bölmek için sergilenen bu dış destekli oyun mutlaka bozulmalıdır. Bu yüzden kısa bir çalışma yaparak karaborsacılık, mal stoklama, çok aşırı fiyatla mal satmanın ve ihtikârın dinen durumunun ne olduğuna kısaca bir bakalım. Mal stoklama ve karaborsanın bir diğer adı "ihtikârdır". İhtikâr, sözlük anlamı ile "hakkını yemek, kötü davranmak; kıtlaştırmak, tedavülden çekmek, istiflemek, tekeline almak" manasında "hakr" kökünden türeyen bir kelimedir. Ticaret malının pahalaşması gayesi ile istifleyip piyasaya arzını geciktirmektir. Bir başka ifade ile ihtikâr, şiddetli ihtiyaç olduğu bir zamanda gıda maddelerini satın alıp kıymeti daha fazla artsın diye onu hapsetmektir. İhtikâr toplumda çok büyük yaralar açıp, zararlar verdiği için ihtikâr yapan kimseler için Peygamber Efendimizin (SAS) çok ağır ifadeler içeren hadisi şerifleri vardır. Bir hadisi şerifinde Peygamber Efendimiz (SAS): "Karaborsacılığı ancak günahkâr kimse yapar" buyurmaktadır (Müslim) (Geniş bilgi için TDV Ansiklopedisinin ilgili bölümüne bakılabilir.). Karaborsacılar, fırsatçılar tarafından (malları saklamak) fiyatlar yükseltilip millete zarar ve zulüm haline geldiği zaman belediyenin ilgililerle istişare ederek uygun bir narh, kâr haddi koyması caizdir (Reddul Muhtar). Peygamber Efendimiz (SAS) Müslümanların, şehre mal getiren köylüleri karşılayıp piyasa fiyatını gizleyerek ucuz satın almalarını yasaklamıştır. Resulullah Efendimiz (SAS) şöyle buyurmaktadır: "Kırk gece kadar insanların yiyeceğini hapsedip ihtikâr eden kimse Allah'tan (O'nun rahmetinden) uzaktır. Allah da ondan uzaktır." (El-Hâkim). İmamı Gazali'ye göre ihtikâr, gıda maddelerinde cari olduğu gibi meyvelere de caridir. İmamı Yusuf'a göre yiyecek, giyecek gibi insanın muhtaç olduğu her şeye caridir. Dini deyime göre ihtikâr, insanların ve evcil hayvanların yiyecek ve içecek maddeleri olan maddeleri ucuz yerlerden alıp kıymetleri yükselsin diye kırk gün bekletmektir. Bunu yapan kimseye "muhtekir" denir. Resulullah Efendimiz (SAS): "Uzaklardan mal getiren (Calip) rızıklanmış; karaborsa ise lanetlenmiştir" buyurmaktadır (İbniMace). Bilindiği gibi İslam'da meşru ticaret helaldir. Çok çok aşırı kâr, ihtikâr