Takdir ederseniz insan duyduğu, gördüğü, hissettiği, okuduğu, düşündüğü, birlikte olduğu çevrenin eseridir. Herkes doğarken fıtratına uygun bir aklık içindedir. Zamanla ak sayfanın rengini önce aile, sonra çevre, sonra da aklın kavrama gelişimine bağlı olarak yukarıda saydıklarımız şekillendirir.
Yine takdir edersiniz ki bir insanın kütüphanesi yine o insanın kendisidir. Bir insanı tanımak için önce kütüphanesine bakmak lazım gelir. Özellikle de ne okuduğu onun düşünce dünyasının dolayısıyla da söyleyeceği sözün, atacağı adımın, siyasi görüşünün yönlendiricisidir. Bu hepimiz için geçerli değil mi
Son siyasi olaylara bakınca özellikle Kemalist kesimin kütüphanelerini merak ettim. Aynı şekilde muhafazakar kesimin de neler okuduğu merakım terazinin diğer kefesinde duruyor. Ancak bu yazıda bir Kemalist'in kütüphanesi üzerinde duralım. Muhafazakar kesimin kütüphanesi ve onların neler okuduğu da ev ödevimiz olsun.
Bir Kemalist'in kütüphanesinin olmazsa olmazı malumunuz Nutuk'tur. Nutuk her kütüphanede mevcut. Nutuk " 1919 senesi Mayıs'ının 19. günü Samsun'a çıktım." ile başlar " Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." İle biter. Nutuk'ta Mustafa Kemal 1919-1927 yılları arasında yaptıklarını bir devlet adamı diliyle mecliste okur. Nutuk bir fikir kitabından ziyade daha çok bir devlet adamının yapıp ettiklerinin devlet diliyle yüksek perdeden söyledikleridir. Fikir ve düşünce dünyası olan insanın okurken sıkılacağı bir kitap. Her Kemalist'in kütüphanesinde olmasına rağmen bazıları Nutuk'u baştan sona okur veya çocuklarına okutur. Nutuk'un klişeleşmiş sözlerini hafıza odalarında bekletip siyasi kavgalarda rakip düşüncelerin alnına bir kurşun gibi sıkarlar.
Kemalizm'in pazarlayıcısı olan Yılmaz Özdil'in kitapları da rafların olmazsa olmazı. Yılmaz Özdil'in üstenci dilini onun yüceliğine verip onun tarafından küçük düşürülmeyi Yılmaz Özdil'in Ak Partililere saydıklarının sadakası olarak görürler. Özdil'deki parlak zekanın ürünü olan ve rakip fileleri parçalayan düşüncelerinden dolayı Yılmaz Özdil alınır, okunur ve rafların üst katlarına konulur.
İsmail Saymaz daha yeni yeni bir Kemalist'in kütüphanesinde kendine yer ediniyor. Saymaz'ın televizyonlarda popülaritesi arttıkça kitaplarına rağbet oluyor diyeceğim ancak Saymaz daha çok siyasi magazinci. Kemalist düşünce referansları zayıf. Bundan sebeple kalıcı olur mu zaman gösterir.
Ahmet Ümit'in yapıtlarına Yılmaz Özdil'in yanında yer veriliyor. Polisiye romanlarının yazarı Ahmet Ümit de fikir ve derinlik romanları kadardır."Bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğnemek." gibidir Ahmet Ümit'in romanları. Ahmet Ümit modern ve çağdaş diliyle kendine ulusalcılar tarafından yer edinmiş. Her romanında Promete'nin ateşini alıp getirceğine dair okuyucusundan avans ister gibidir.
Sayfalarca okumadan geriye okuyucuda halen Promote'nin ateşini getirme umudu bırakıyor mu emin değilim.
Rafların en kalın kitapları arasında Turgut Özakman yer alıyor. Özakman'ın akıcı dili, merak edici kurguları, Mustafa Kemal'in kahramanlıklarını bire bin katarak anlatması, genç dimağlarda oluşturduğu Mustafa Kemal efsanesi, Türk'e yakılan muhteşem serenatlar
Kalınlığına bakılmadan bit ara çok okunan kitaplardandı.
Zülfü Livaneli'nin roman serisi bir dönemin Aziz Nesin kitapları gibi yerini almış durumda. Zülfü Livaneli, Kemalist kesimin fikir dünyasını en çok besleyen yazarlardan biri.
İlber Ortaylı'nın kalem hediyeli Atatürk kitapları, Atatürk ve Türk Dünyası gibi fikirden ziyade çoşkuya dayalı kitaplar da raflarda bulunuyor.
İlber Oltaylı'nın araştırma görevlilerine hazırlattığı kalem hediyeli Atatürk kitapları, Atatürk ve Türk Dünyası herkesin bilip ezberlediği bilgiler olmasına rağmen raflarda rağbet görüyor. Murat Bardakçı ve kitaplarına kitaplarını raflarına koyamayacakları kadar uzaklar.
Entelektüel dünyası daha geniş olan kitaplıklarda Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Ayşe Kulin kitaplarının yanında Nobel edebiyat ödüllü yazarlar, Dan Brown, Yuval Noah Harari, Amin Maalouf gibi birçok yazarı görmek mümkündür.
Eskiden olmazsa olmaz olan yazarlardan Yaşar Nuri Öztürk'ün kitapları raflarda bulunmuyor. Yaşar Nuri Öztürk'ün yerini almış bir yazar yok. Ancak Dücane Cündioğlu'nun videolarını izleyip bir adım sonrası da Mustafa Öztürk'ü dinliyorlar. Yalnız Cündioğlu ve Mustafa Öztürk'ün kafa karıştıran felsefi konuşmaları herkes tarafından kafa yorulup anlamaya uygun olmadığı için onlar henüz Yaşar Nuri kadar Kemalist kütüphanelerde yerini almadılar. Dijital dünyada evet yerleri var.