Birlik-beraberlik üzerine

Birlik-beraberlik üzerine yazdığım bu kaçıncı yazı bilmiyorum. Büyük felaketlerle her karşılaştığımızda birlik beraberliğin önemi üzerine yazılar yazarız, siyasilerimiz birlik-beraberlik nutku atarlar, bir müddet sonra da her şeyi unutur, birbirimizin boğazına sarılmaya devam ederiz. En çok da kör olası siyasi taassup yüzünden yaparız bunları. Keşke öyle bir iktidar gelse de zararı yok hiçbir icraat yapmasa, sadece particiliği ortadan kaldırsa, insanımız parti lafını seçimden seçime ağzına alır olsa, eminim ülkemize en büyük hizmeti onlar yapmış olur. Ne ise, şimdilik bunları bir kenara bırakarak tarihî kaynaklarda birlik ve beraberliğin önemine dair yazılanlardan birkaç örnek sunalım. Birlik-beraberlik konusunu en güzel ve en anlaşılır şekilde anlatan şüphesiz ki Âşık Paşa'dır. (ö. 1332) Âşık Paşa, on bin dört yüz küsur beyitlik on bap üzere tertip ettiği "Garibnâme" adlı eserinin birinci babını birlik fikrine ayırmıştır. Söz konusu eserde çeşitli hikâye ve temsillerle anlatılan birlik fikrinden sizlere iki temsil aktarmak istiyorum. 1. Temsil (Çakmak, çakmak taşı ve kav) Hac yolculuğuna çıkan bir kişi, bir müddet sonra her nasılsa kafileden ayrılır ve yolunu kaybeder. Akşam olunca bir kuytuya sığınır. Açlık bir taraftan, soğuk bir taraftan perişan olmuştur. Bari bir ateş yakayım der. Kavlığında çakmak, çakmak taşı ve kav vardır, çıkarır ve ateş bunun hangisindedir acaba, diye düşünür. Hepsine ayrı ayrı kendisine ateş vermesi için yalvarır, ama nafile Sonunda üçünü (çakmak, çakmak taşı, kav) bir araya getirerek ateş yakar. Âşık Paşa bu kıssadan şöyle bir hisse çıkarır: "Bu mesel iyi meseldir birliğeBirikenler girdi kirtü dirliğeTâ ki devlet var ise birliktedirBirlik ehli key gani dirliktedirİkilik mihnet-dürür bellü beyanGöçek andan birlik evine revanGer ola birkaç gönül birlik kılaGel kıyas et sen anı kim ne bula." Demek ki güç ne A partisinde (çakmak), ne B partisinde (çakmak taşı), ne de C partisinde (kav). Ancak üçü bir araya gelirse güç kuvvet ortaya çıkacaktır. 2. Temsil (dereler, ırmaklar ve deniz) Bütün suların kaynağı denizdir. Yağmur damlacıkları halinde dağlara