S u s m a k

Bizde konuşmak değil, susmak esastır. Dinî kaynaklarımıza bakın, örf ve âdetlerimizi inceleyin, hep susmanın önemine işaret edilmiş olduğunu göreceksiniz. "İnsanın selameti dilini tutmasındadır", "Akıl tamam olduğu zaman söz eksilir" gibi dinî kaynaklı sözlerin yanında, "Dil epsem olsa baş esendir", "Söz gümüşse, sükût altındır", "İki dinle, bir söyle" vb. nice atasözümüz var. Böyle bir gelenekten beslenen toplumlarda tabii ki susmak makbul sayılacaktır.İslâmî-Türk Edebiyatının ilk eserlerinden "Kutadgu Bilig" ve "Atabetü'l-Hakâyık"ta şu ifadeler yer alır:"İnsan sözle yükseldi, başı göğe erdiÇok söz o başı gölge gibi yere serdi.""Ben dilimden nice eziyetler çekmiş kimseyimBaşımı kesmesinler tek, ben dilimi keseyim." (Yusuf Has Hâcip)"Çok konuşanlar içinde pişman olan çokturDilini tutanlarda nedamet duyan yoktur." (Edip Ahmet)Görüldüğü gibi ilk yazılı kaynaklarımızda konuşmanın tehlikelerine işaret edilerek başın rahat edebilmesi için dilin tutulması gerektiği vurgulanmaktadır.Yüzyıllar öncesinden toplumun şuuraltına yerleşen "Başı korumak için dili tutma" endişesi zamanla bir hayat düsturu haline gelerek "neme lâzım"cılığa, "hakikat karşısında susma" vurdumduymazlığına dönüşmüştür ki bunun tezahürlerini özellikle devlet yönetiminde görmek mümkündür.Şeyh Sâdî'nin "Padişahın görüşüne aykırı bir fikir beyan etmek, kişinin kendi kanıyla elini yıkaması demektir" sözünden de anlaşılacağı üzere otokrat yönetimlerde farklı görüş beyan edenlerin, bedelini çoğu zaman canlarıyla ödemeleri, yöneticileri dilsiz şeytanlığa iterek dalkavukluğun yolunu açmıştır.Rivayet ederler ki bir gün Sultan İbrahim (1640-1648), Sultanzade Mehmet Paşa'ya: "Mehmet, senden önceki sadrazamlar, bana bazen itiraz ederler, bu iş nâ-makuldür, derlerdi. Senden hiç böyle bir itiraz işitmedim, sebebi nedir" diye sorar.Padişahın bu sorusuna Mehmet Paşa şu cevabı verir: "Siz yeryüzünün halifesisiniz, zıllu'llâhsınız. Kalbinize gelen her şey ilhâm-ı Rabbânî'dir. Kavlen ve fiilen sizden hatâ sadır olmaz ki itiraz edeyim. Zâhiren nâ-makul gibi görünen bazı hâlât zuhûr etse bile onun altında bazı hikmet-i