Ahmet Yesevî'nin vefat yıl dönümü

Yarın (24 Şubat) Ahmet Yesevî'nin vefat yıl dönümü. Anadolu'da hoşgörüye dayalı İslâm anlayışının teşekkülünde büyük hizmeti olan Ahmet Yesevî'yi hiç olmazsa vefat yıl dönümlerinde hatırlayarak hayır dua ile yâd etmek boynumuzun borcudur. Türklerin İslâmiyet'le teması 7-8'inci asırlarda başlar. Yaklaşık 150-200 yıllık bir tanışma döneminden sonra Türkler kitleler halinde Müslüman olurlar. Yeni bir dine giren insanlara İslâm'ı öğretmek din adamlarına yani medreselilere, belli emir ve yasakların arka planında yatan "hikmet"leri anlatmaksa "Ahmet Yesevî"lere düşüyordu. İnsan sadece et ile kemikten ibaret değildir. Onun bir de mânevî yönü vardır. Mevlânâ bir beytinde -meâlen- şöyle der: "Adam şekille insan olsaydı Ahmet'le (s.a.v.) Ebucehil bir olurdu." Bu konuda Kaygısız Abdal da der ki: "Bu âdem dedikleri el ayakla baş değilÂdem mânâya derler surat ile kaş değil." Ahmet Yesevî'nin hizmetlerinin başında şüphesiz insana değer vermesi, Müslüman da olsa, kâfir de olsa hiç kimsenin incitilmemesi gerektiğini belirterek Müslümanlar arasında hoşgörü ortamının sağlanmasını temin etmiş olması gelir. O bir dörtlüğünde şöyle der: "Sünnet imiş kâfir de olsa, incitme senHudâ bîzârdır katı yürekli, gönül incitendenAllah şahit, öyle kula hazırdır siccînBilginlerden duyup bu sözü söyledim işte." Aynı düşünceler Ahmet Yesevî'nin mânevî talebelerinden Yunus Emre'de şöyle şekillenmiştir: "Gönül Çalabın tahtı Çalab gönüle bahtı Kim gönül yıkar ise İki cihan bed-hahtı." Fizikî ufkumuzu gaziler genişletmiş, velîler de kendi kendimizi fethetmemizi sağlamışlardır. Yunus emre: "Bir ben vardır bende benden içeri" derken hakiki benliğini keşfetmiş olmanın mutluluğunu haykırıyordu. Bu noktaya gelmek elbette kolay olmamıştır. Kişi önce kendini tanımalıdır ki gönle giden yolu keşfedebilsin. Evet, kendimizi tanımak Belki de her şeyin başı bu Halkın esprili tabiriyle İslâm'ın şartı altıdır, altıncısı da kendinihaddini bilmektir. Anlatıldığına göre Hz. Âdem, yaratıldıktan sonra ilkin kendi nefsine bakar ve ahsen-i takvim (en güzel şekilde) olarak yaratılan bu suretin arkasındaki büyük kudreti görerek "Beni yaratan yüce