"Kafkas cebhesinde, Bitlis'de esir düştüm"

Bediüzzaman'ın Hayatı'ndan Tesbitler-226Bedîüzzamân Hazretleri, kendi eserlerinde Birinci Dünyâ Harbine iştirâkini ve esir düşmesini şöyle hülâsa eder: "Birinci Harbin patlamasıyla talebelerimi başıma toplayarak gönüllü alay kumandanı olarak harbe iştirâk ettim. Kafkas cephesinde, Bitlis'de esir düştüm."1 Bediüzzaman görüldüğü üzere talebeleriyle gönüllü alay kumandanı olarak harbe iştirak ettiğini, Bitlis'te de esir düştüğünü ifade ediyor. Bediüzzaman'ın esîr düştüğü târihi küçük birâderi Abdülmecîd Efendi 19 Şubat 1331 3 Mart 1916 şeklinde ifade ediyor. İşârâtü'l-İ'câz'daki ifadeler şöyledir: "Diyarbekir'de Van Vâlisi Cevdet Beyin evinde 19 Şubat 1331 3 Mart 1916 târîhinde Cum'a gecesi bu tefsîrin ilk Arabî nüshasını tebyiz ederken, şu şekl-i garîb, tevâfukan vâki' olmuştur. Ve o gece vukûa gelen Bitlis'in sukûtuyla müellif Bedîüzzamân'ın esâretine rast gelir. Sanki şu şekl-i garîbin, şu mu'cizeler ve hârikalar bahsinde o gece husûle gelmesi, Müellifin Ruslara esir düştüğüne ve berâberinde bulunan ba'zı talebelerinin şehid olarak kanlarının dökülmesine hârika bir işâretdir."2 Aynı beyanın altında Eski Said'in Ehemmiyetli bir Talebesinin şöyle bir beyanı var: "Ve keza bu nakış, başı kesilmiş bir yılanın, kuyruğunu müellif Bediüzzaman'a sarmış olduğuna ve müellifin yaralı olarak otuz saat ölüme muntazıran su arkının içinde kaldığı yere benziyor ve o vaziyeti andırıyor."3 Abdülkadir Badıllı'nın bu şekil ile ilgili ifadeleri de şöyledir: "Müellif Hazretleri'nin Bitlis'te Rus generaline dediği: "Dağ-taş senin askerlerinle dolsa da, Deliklitaş'ı geçemeyeceksin!" İşareti tahakkuk eylemiştir. Ve filhakika Bediüzzaman Hazretleri'nin dediği gibi Ruslar, Bitlis'ten öteye geçememişlerdir. Hz. Müellifin esaretinden az sonra, Rusya içinde bazı ihtilaller vukua gelmiş ve burada kuyruğundan yara alarak, başı da kesilmiş bir kobra yılanına dönmüştür."4 Bediüzzaman'ın yeğeni Abdurrahmân'ın te'lif ettiği Târihçe-i Hayat'ta de esâreti ve esâret yolculuğu biraz dahâ teferruâtlı anlatılır: " (...)Bitlis'in sukûtu gecesi ayağı kırılarak arkadaşları şehîd düşüp Bitlis'in içinde suya düşerler ve düşmanın ihâtasına ma'rûz kalırlar. Düşmanın gelen kuvveti yanı başlarındaki beş nefer Bitlis ahâlisini şehîd etmeğe uğraşırken bâkî kalan talebeleri köprünün altındaki gizli bir yere çekilirler. Şu sûretle