Okumak, okumak, yine okumak...

Kâinat kitabı herkese açık, Okuyana her hecesi güzeldir. Günde iki sayfa yazılıyor bak, Hem gündüzü, hem gecesi güzeldir. Bediüzzaman Hazretleri, "İnsan bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir" diyor. İlmin yolu da okumaktan geçiyor. Onun için İslamiyet okumaya, öğrenmeye ve anlamaya çok önem vermiştir. Rabbimizin de ilk emri "Oku" değil midir Cenab-ı Hak'tan "oku" emrini alan Allah Resulü (asm) "Ben okuma bilmem ki" deyince "Yaratan Rabbinin adı ile oku" diye emir tekrar edilmiş, bunun üzerine o Ümmî Zât (asm), hem kendisine indirilen âyetleri, hem de kâinat kitabını okumaya başlamıştı. Böyle bir Peygamberin ümmeti olan bizlerin de ilk işimiz okumak olmalıdır. "Ben okuma bilmiyorum, okuduğumu anlayamıyorum, okumaya vaktim yok, okuyacak bir şey bulamıyorum" gibi bahanelerin hiç birisi geçerli değildir. Herkes okuyabilecek bir kaabiliyette yaratılmıştır. Harflerle, kelimelerle okumasını bilmeyenler de mânayı harfi ile okuyabilir. Yani, bir çiçeği, bir kelebeğe, bir ağaca, veya bir meyveye bakan insan, her bir varlığın yüzündeki hikmetleri, gayeleri, güzellikleri okuyabilir. Her yaratılmışın üzerinde Yaratanın mührünü görebilir. Aynanın karşısına geçip, kendi yüzüne bakan bir insan, o yüzdeki yüzlerce hikmetleri görebilir, mânalarını okuyabilir. Demek ki okumak için illâ mekteplerde, medreselerde uzun yıllar tahsil yapmaya gerek yokmuş. Cesetten ruha açılan göz penceresinden şöyle bir baktığımız zaman, önümüze kocaman bir kitabın açılmış olduğunu görürüz. O öyle bir kitap ki, her sayfasında binlerce cilt, her satırında binlerce sayfa, her hecesinde ve her harfinde yine sayısız kitaplar iç içe yazılmıştır. Kâinat kitabı denilen bu kitabı, ümmîler ve âmiler okuduğu gibi, âmâlar da okuyabilirler. Beden gözünden mahrum olanlar kalp ve gönül gözü ile taallüm ederek tekâmül edebilirler. Dünyada âmi âlimler olduğu gibi, âlim cahiller de vardır. Ebu Cehil de zamanın ileri gelen, saygı duyulan, şair ve aristokrat bir insanıydı. Ama onun bu özellikleri, onu "Cahillerin babası" olmaktan kurtaramamıştır. Çünkü yanıbaşında olan ve âlemlere rahmet olarak gönderilen rahmet Peygamberini (asm) ve O'nun getirdiği hakikatleri anlamamış, kabul etmemişti. Bugün de isminin önünde prof titri bulunan bir çok insan, Allah'ı ve Peygamberi bilmedikleri için zamanın Ebu Cehili olmaktan kurtulamışlardır. Okuma yazması olmadığı halde, çevresindeki olup bitenleri kalp gözüyle görüp, gönül dili ile okuyan çok insan vardır. Böyle insanlara "arif insan"