Yeni Asya'nın kökü, Risale-i Nur'a dayanır

Tabib oldun, teşhis ettin dertleri,

Tesbit ettin gövdedeki kurtları,

Bundan sonra devrilecek putları,

Biz görmesek de sen gör Yeni Asya.

A.Y

Bugün ülkemizdeki bir çok yayın grubu, fikir klübü, siyasi parti ve dini cemaatler mevcuttur. Buralarda faaliyet gösteren insanların büyük bir kesiminin yolu, bir yerde mutlaka Yeni Asya ile kesişmiştir. Siyasal islamcılardan tutun da, milliyetçi, muhafakâr, cemaatçi, hareketçi, her kim varsa, Risale-i Nur ve Yeni Asya ile şöyle veya böyle bir şekilde hatıraları, münakaşaları veya münasebetleri olmuştur. Bir çok insan, Yeni Asya'nın rahle-i tedrisinden geçmiş, orada palazlanmış, daha sonra başka diyarlara uçmuış, oralarda kanat çırpmaya başlamıştır. Ama hafızalarında ve hatıralarında her zaman Yeni Asya'nın izini ve etkisini hissetmişlerdir.

Yeni Asya, her zaman ve her yerde Risale-i Nur'un bayrağını taşımıştır. Bu bayrağın, şeriat, meşrutiyet ve demokrası semalarına dalgalanması için her zorluğa göğüs germiş, mağdur edilmiş, mahkum edilmiş, ama asla mağlup edilemememiştir. Maddî sıkıntılar yaşamış, dar boğazlardan geçmiş, fakat boğazından haram lokma geçmemiştir. "Devletin malı deniz" diyerek devlet imkânlarını kullanmamış, kullanması için ayağına kadar getirilen câzip teklifleri de elinin tersi ile geri çevirmiştir. Bu âsil duruşu, kendisine muhalif, hatta muarız olanlar tarafından da takdirle karşılanmaktadır. "Yeni Asya yine haklı çıktı" sözü, neredeyse darb-ı mesel haline gelmiştir.

Yeni Asya'nın 54 yıllık şanlı mazisine bakanlar, çizgisinde en ufak bir kırılma olmadığını göreceklerdir. Hiçbir menfaat karşılığı ilkelerinden taviz vermemiş, hürriyetinden ve ilkelerinden vazgeçmemiştir. Çünkü O, "Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam" diyen bir Üstad'ın dâvâsını omuzlamıştır.

Yeni Asya'nın yörüngesinden çıkanlar "tavizsiz istikrar çizgisinden" sapanlar, bir uçtan bir uca savrulmaya devam ediyorlar. Dün "Haydar Ağa" dediklerine, bugün "Haydo" diyorlar. Ama Yeni Asya, dünde Haydar diyordu, bugün de Haydar demeye devam ediyor. Yeni Asya'ı küçümseyenler, hor bakanlar, yan bakanlar, görmezden gelenler, ademe mahkum etmek isteyenler olmuştur. Gerek sapı bizden olan baltalarla, gerekse devletin darbeleri ile defalarca budanmış, her budamadan sonra daha taze ve gür bir şekilde, yeni filizlerle varlığını devam ettirmiştir. Bu mübarek ve meyveli ağaç hiç bir zaman rahat bırakılmamış, her zaman taşlanmış ve tahrip edilmek istenmiştir. Ama, her darbeden sonra daha gür bir şekilde gelişerek yoluna devam etmiştir.