Her akşam ölüp her sabah diriliyoruz

Ölüm hakikati inkar edilmez,
Azrail kapını çalmadan uyan.
O menzile başka yoldan gidilmez,
Kabir kapısına gelmeden uyan.

A.Y

İnsanın hayatı boyunca eline bir çok fırsatlar geçer. Bu fırsatları değerlendiremeyip kaçırırsa pişman olur, üzülür. Kaçırdığı fırsat belki de bir daha eline zaman geçmeyebilir. Hayatta en önemli fırsat ise, ömür sermayesidir. Cenab-ı Hak her insana her gün yirmi dört saatlik bir ömür sermayesi verir. Bunun bir saatini ahiret erzakı için kullanmasını, diğer yirmi üç saatini ise, helal dairesinde istediği gibi harcamasını ister. Ama bu ömür sarmayesi de sonsuz değildir. Bir gün biter ve onun hesabını vermek üzere ahiret alemine gider. İşte orada bu sermayenin hesabı sorulacaktır.

Allah'ın izni ile, bir rahmet ayına daha kavuştuk. İçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bulunan bu ay da, en büyük fırsatlardan birisidir. Ama o da bir ay sonra bizlere veda edip gidecek. Bu fırsatı değerlendiremezsek, rahmetinden ve mağfiretinden istifade edemezsek, yılın fırsatını kaçırmış oluruz. Rahmet çeşmesi bir ay boyunca gürül gürül akarken, biz de horul horul uyursak, hiç bir pişmanlık bize bu ayı geri getiremiyecektir.

Mahşer günü Mahkeme-i Kübrâ'ya çağrıldığımız zaman, günahlarımızın verdiği sıkıntı ve pişmanlık içinde "Allah'ım bana bir fırsat daha ver, tekrar dirilt de dünyaya gönder, ben de sana hakkıyla kulluk edeyim" diye yalvardığımızda, Rabbimiz "Ben sana ömrün boyunca her gün bir fırsat verdim, her akşam öldürdüm, her sabah tekrar dirilttim, o zaman aklın nerdeydi" derse, ne cevap vereceğiz

İşte oradaki bu müthiş suale cevap verebilmek için, şimdi buradaki fırsatları değerlendirmek gerekir. Akşam yattığında, sabah sağ olarak kalmak için kimsenin bir garantisi yoktur. Uyku da bir nev'î ölüm değil midir

Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de uykunun da bir nev'î ölüm olduğunu bildiriyor. "Ama gerçek koruyucu Allah, insanların ruhlarını ölümleri sırasında, ölmeyenlerin ruhlarını ise uykuları sırasında alır. Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir" (Zümer, 3942)