Neyi okumalı, nasıl okumalı
Okumak deyince, aklımıza ilk önce, Cenabı Hakk'ın Peygamber Efendimize ilk hitabı olan "İkra" geliyor.
Ümmî olan Hz. Muhammed (asm) Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla gelen bu hitap karşısında evvela şaşırıyor ve "Ben okuma bilmem" diyor. Ondan sonra Cebrail aleyhisselam, iki defa daha "Oku!" diye tekrar ediyor ve üçüncüsünde Alâk Suresinin ilk ayetleri inmeye başlıyor. "Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!"
Burada şunu anlıyoruz: Önce Allah'ın adını anıp, ondan sonra okumaya başlamalıyız. Birinci Söz'de Üstad Hazretleri de "Bismillah her hayrın başıdır" dedikten sonra, "biz dahi başta ona başlarız" diyerek, Sözler'ine başlar.
Bugün çok okuyan insanlar vardır. Okulların en yükseğini bitirenler, üzerine yüksek lisans , doktora ve daha her ne varsa okuyup kariyerlerinin zirvesine çıkanlar mevcuttur.
Ciltler dolusu, tuğla kalınlığında kitapları okuyup mesleklerinde derinleşen insanlar vardır. Aynı zamanda okuduklarından anladıklarını ve öğrendiklerini kendi yorumlarıyla yoğurarak cilt cilt kitaplar yazan insanları da görüyoruz, biliyoruz. Çok okumaktan maksat, dünyevî olarak en yüksek mevkî ve makamları kazanmak değil, Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmak olmalıdır. Neyi okumalı sualine verilecek en doğru cevap ise, öncelikle kâinat kitabını okumalı şeklinde olmalıdır. Zira bu kitabı okumak için harflere, şekillere ihtiyaç yoktur. İman gözüyle, tefekkür nazarıyla kâinata bakmak yeterlidir. "Ben bir kitap okudum, kalem onu yazmadı Mürekkep eyleyeydim, yetmezdi yedi deniz" diyen Yunus Emre de, kâinat kitabını bu gözle okuduğunu ifade etmektedir.
Demek ki okurken evvela Allah'ın adını anacağız. Onunla başlayacağız. Ondan sonra da okuduklarımızı mana-yı harfi ile okuyacağız. Yani bir elmaya baktığımızda onu sadece bir meyve olarak okuyorsak, bu okuma, eksik bir okumadır. Onun bir rızık olarak yaratıldığını, görebiliyorsak, elmayı yaratan kim ise, insanın midesini de O yaratmıştır diyebiliyorsak, işte o zaman tam ve doğru bir okuma yaptığımız anlaşılır. Kâinatta gördüğümüz bütün mahlukatın iki ciheti bulunduğunu, bir cihetiyle her varlık kendine baktığı gibi, öbür cihetiyle de Hâlık'ına baktığını görebilmek, doğru okumaktır.