Mukaddes yolun mutlu yolcuları -2

MEDİNE'DE İLK NAMAZBu düşünceler içinde otelimize ulaştık. Gelirken akşam namazını uçakta kılmıştır. Yatsı namazını ise henüz kılmamıştık. Ben tekrar lobiye inerek bir mescit aramaya başladım. O sırada mahalle komşumuz olan bir hacı adayı ile karşılaştık. Yatsı namazını kılacağım deyince, "Gel Mescid-i Nebevi'de kılalım" dedi. Meğer otelimiz Mescd-i Nebevi'nin tam karşısındaymış. Arka kapıdan çıkınca, Mescid-i Nebevi'nin yüksek minarelerin yeşil ışıkları ile karşılaştık. 500 metre kadar yürüdükten sonra, Mescid-i Nebevi'nin avlusundaydık. Burada bir heyecan dalgası daha sardı. İşte Allah Resulü'nün makamındaydım. Az ötede, yeşil kubbeli Ravzayı Mutahhara bulunuyordu. Hemen Ravzaya doğru yöneldik. Peygamber Efendimizin huzurunda yatsı namazını kılmayı ümit ediyorduk. Ravzaya açılan büyük kapıdan içeri girdik, "Esselamü aleyke ya Resulullah" diyere Efendimizi selamlarken, gözyaşlarım çoktan iki koldan akmaya başlamıştı. O anda nasıl dua edeceğinizi de bilemiyorsunuz. Zaten orada durup dua etmenize polisler müsade etmiyorlardı. Sadece Peygamber Efendimiz, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer efendilerimiz in kabir kapıları önünde geçerken selamlamaya izin veriyorlar, derhal orayı boşaltmamızı istiyorlardı. Kendimi tatlı bir rüya âleminde gibi hissediyordum. İşte Efendimizin huzurundaydım. Kısa bir süre de olsa, o huzurda durup onu selamlamak, hayatımın en anlamlı noktasını teşkil ediyordu. Orada geri geri çıkarak huzurdan ayrılırken, gözüm gönlüm o kapılarda kalmıştı. Mescid-i Nebevi'nin avlusuna çıktım. Orada yatsı namazını eda ettikten sonra otele döndüm. Hanım da beni merak etmişti. "Ben Mescid-i Nebevideydim" deyince o da heyecanlandı. "Yakın mı" dedi. "Hemen karşımızda dedim. Bu arada saat 2:30 olmuştu. Biraz uyumak için yatağa girdim ama, uyumak ne mümkün. Yeşil kubbe ve altındaki makamlar gözümün önünde hiç gitmedi. Sonra, Peygamberimin makamının yanıbaşında olduğumu bilerek nasıl uyuyabilirdim. Kalktım abdest alarak yeniden Mescid-i Nebevi'yi yöneldim. O sırada bir ezan okundu. Sabah namazına daha yarım saatten fazla vardı. Mescid-i Nebevi'nin bahçesine varınca öğrendim ki, ilk ezan Teheccüd namazı içinmiş. Yarım saat sonra da sabah ezanı okundu ve Mescid-i Nebevi'de ilk cemaatle namaz kılmaya başladım. Medine'de, cemaatle ilk namaz, benim için çok büyük manalar ifade ediyordu. Tüm hayal gücümü toplayıp, o namazın hazzını ve feyzini hissetmek istedim. Sanki Bilal Habeşi ezanı okumuş, Hz. Peygamber minberde, arkasında Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve diğer sahabeler saf tutmuşlar.