Güzel ahlâkın esasları

İmanın altı esasından birisi olan "ahirete iman" insanın şahsî hayatı için sonsuz faydalar sağladığı gibi, içtimai hayatı için de hayatî bir önem taşımaktadır.Bir toplumda huzurun, güvenin, düzenin, ahengin, hukuk ve adaletin sağlanması ve korunması, insanların ahiret inancına bağlıdır. Eğer insanlarda ahiret inancı olmazsa, güçlüler zayıfları, zenginler fakirleri, idarecilerin ahaliyi ezer, dünya yaşanmaz bir hale gelirdi. Nitekim İslâmiyetten önce, tam bir zulüm ve vahşet devri yaşanıyordu. İslam güneşi doğdu, ondan sonra saadet devri başladı. İnsanlar Allah'a ve ahiret inancına sarıldığı müddetçe, cemiyet hayatı huzur bulmuş, bu inanç zayıfladığı dönemlerde ise, huzur bozulmuş, cemiyet hayatı zehirlenmiştir Toplumları ayakta tutan en önemli unsur, güzel ahlâktır. Bütün güzel hasletlerin kaynağı, Allah'a ve ahirete imandır. Yoksa, insanın ne aldığı eğitim, ne medeniyet seviyesi, ne sahip olduğu vicdanî duygusu, insanı faziletli kılmaya, yani güzel ve yüksek ahlâk sahibi yapmaya yetmiyor. Allah'a iman ve ahirete iman olmasa, insan her türlü fenalığı kolaylıkla yapar. Yaptığı kötülüklerden yapmadığı vazifelerden dolayı hesaba çekileceğini düşünmeyen bir insan, ne yaparsam yanıma kâr kalır diye her türlü haksızlığı, hırsızlığı, zulmü ve ahlâksızlığı rahatlıkla yapar. Mehmed Akif Ersoy; "Ne irfandır ahlâka veren yükseklik, ne vicdandır, Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundanır." Diyor. Allah korkusu olmayan insanların neler yapabildiğini, cemiyet hayatına nasıl zarar verdiğini, hergün çevremizde görüyor ve şahitlik ediyoruz. Peygamber Efendimiz (asm) güzel ahlâkın önemini şu şekilde ifade ediyor: "Kıyâmet günü, mü'minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah Teâla Hazretleri, çirkin düşük söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder." (Tirmizî, 2003, 2004) Bediüzzaman Hazretleri, güzel ahlâkın esaslarının ahirete imana dayandığını belirtiyor. Ahirete imanın verdiği güzellikleri saydıktan sonra, aksi halde meydana gelecek kötülükleri ve cemiyet hayatına vereceği zararları şöyle ifade ediyor: "Eğer iman-ı ahiret o büyük aile efradında hükmetmezse, güzel ahlâkın esasları olan ihlâs, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakârlık, rıza-i İlâhî, sevab-ı uhrevî yerine garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır. Zâhirî asayiş ve insaniyet altında anarşistlik ve vahşet manaları hükmeder; o hayat-ı şehriye zehirlenir. Çocuklar haylazlığa,