Hasan Yavaş

Türkiye

Ana-babaya hizmeti ibadet bilmelidir...

Hazret-i Mûsâ aleyhisselâm, Tûr-i sînâda Hak teâlâ hazretleri ile konuşurken, (Yâ Rabbî! Âhirette benim komşum kimdir) diye sordu. Hak teâlâ buyurdu ki, (Yâ Mûsâ! Senin komşun, falan yerde bulunan falan kasaptır!) Mûsâ aleyhisselâm kasabın yanına giderek beni misâfir eder misin dedi. Yanında misâfir oldu. Yemek zamanı gelince kasap, bir parça et pi

Ana-babanın, evlâdıüzerinde hakları çok büyüktür...

Ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır. Ana-babası, kendinden râzı olmayan kimse için de Cehennemde iki kapı açılır. Bir kimsenin ana-babası zâlim dahî olsalar, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak câiz değildir. Hak teâlâ buyurdu ki: (Yâ Mûsâ! Günâhlar içinde bir günâh vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür. O da,

Kul haklarından çok sakınmalıdır

Duaların ve herhangi bir amelin kabûl olunmasının şartı ve sebebi beş şeydir: İmân, ilim, niyet, ihlâs ve kul hakkı bulunmamaktır...Önce, Ehl-i sünnet itikâdında olmak, sonra yapılacak ibâdetin sıhhatinin şartlarını bilmek lâzımdır. Bir amelin, ibâdetin sahîh olması başkadır, kabul olması başkadır. İbâdetlerin sahîh olmaları için, kendilerine mahsu

Başarının da sırları vardır...

Sır, söylenmemesi gereken şeylerdendir. Sırrını saklamasını bilmeyen başarılı olamaz. Başarının sebeplerinden birisi de sır sahibi olmaktır. Sırrını açıklayan kimse çok defa söylediğine pişman olur, üzülür, amma iş işten geçmiş olur. İnsan, söylemediği sözün hâkimidir. Mal ve eşya korumasında emin olunan kimselerin çoğu, sır saklamada emin olunamaz

İktisat, rahat geçimin yarısıdır

Müslümanın, hiçbir zaman vazgeçemeyeceği hayat düsturlarından biri de, işlerinde istihâre, istişâre ve iktisat etmesidir. Bu hususta sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdular: (İstihâre eden, mahrum kalmaz. istişâre eden, pişman olmaz. İktisat eden, darlık çekmez) Taberani.Bunun için her Müslüman, yapmayı düşündüğü mühim bir işi için önce istihâre yap

İstihâre eden mahrum kalmaz

Peygamber efendimiz, (İstihâre eden, mahrum kalmaz. İstişâre eden, pişman olmaz. İktisat eden, darlık çekmez) ve yine, (İstihârede bulunmak ve kadere rıza göstermek kişinin mutlu olacağına, bunun aksi ise, kişinin mutsuz olacağına alâmettir) buyurdular.Yapılacak her iş için istihâre yapmak sünnettir ve mübarektir. İstihâre, bir işin hakkında hayırl

Sâdık arkadaş,büyük saâdettir

Ahmed-i Nâmıkî Câmî hazretleri, (Miftâh-ün-necât) isimli kıymetli kitabının son faslında buyuruyor ki:"İyi bir arkadaş, iki cihan için de büyük saâdettir. Maksada çabuk ulaşmayı sağlar. İnsanlar birlikte yaşarlar ve arkadaşsız olamazlar. Babamız olan Âdem aleyhisselâm, en güzel yer olan Cennette bulunduğu hâlde, kendisine insan olarak bir arkadaş g

Hakiki dost bulmakçok zordur

Mümin, müminin aynasıdır. İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusûrunu öğrenir. Sâdık olan dost, onu tehlikelerden, korkulardan muhâfaza eden kimsedir. Böyle bir arkadaş bulmak çok müşküldür. Bunun içindir ki, İmâm-ı Şafi'î hazretleri "Sâdık dost ve hâlis kimyâ az bulunur, hiç arama!" buyurdu. Hazret-i Ömer de "radıy

Hakiki dost olan arkadaş, insanı Cennete götürür

Daima sâlih, iyi kimselerle arkadaşlık kurmalıdır. Çünkü kötü arkadaş, insan için çok zararlıdır. Bütün fenalıkların başı kötü arkadaştır. Müslümanın vazifelerinden biri de, arkadaş hakkını gözetmektir. Bu bakımdan daima sâlih, iyi kimselerle arkadaşlık kurmalıdır. Çünkü kötü arkadaş, insan için çok zararlıdır. Bütün fenalıkların başı kötü arkadaş

Müslüman olmayan komşuya da iyi davranmalıdır

Ahmed bin Harb hazretleri Türkistan'da yetişen büyük bir âlim ve velîdir. Bunun, Behram adlı ateşperest bir komşusu vardı. Bu komşu bir defasında ticâret için bir yere mal gönderdi. Yolda hırsızlar mallarını alıp kaçtılar. Ahmed bin Harb hazretleri durumu haber alınca, yanındakilere; "Haydi komşumuza gidelim. Başına gelen bu hâl için onu teselli ed