Engin Ardıç

Sabah

'Harpçi' esnafı

1974 yazında önümüze liseden kalma Faik Sabri Bey atlasını açmış, "bit kadar" Kıbrıs haritası üzerinde harekâtı izlemeye çalışıyorduk... Yıllar sonra Falkland savaşında da öyle yaptık, gazetelerin yayınladığı kadar ve yayınladığı büyüklükte bir adalar haritası kesip duvara astık... Hele o önceleri yılan, sonraları köpekbalığı suretinde gösterilen S

Spekülasyon

Erhan Afyoncu Hocamız ortaya "İmparatorluk kontrollü küçülebilir miydi" sorusunu attı, öyle bir güne denk geldi ki Putin sayesinde konu gürültüye gitti. Acaba İttihatçılar "imparatorluk topraklarının bir kısmını feda ederek asıl önemli kısımlarını koruyabilirler miydi" diye soruyor... Abdülhamid'in yaptığı da bundan başka bir şey değildi ki! O zama

İmparatorluğu yeniden kurmak

Yirmi yıldan fazla oluyor, bir gazeteci grubuyla Saint- Petersburg'da dolanıyoruz... Yemek molası verdik, hem de ünlü Prens Yusupof'un çay köşkünde... Kanguru eti gibi, Ruslar'ın "Herhalde Batılı turistler yeseler yeseler bunları yerler" sandıkları ve ithal ettikleri abuk şeyler yiyoruz... Rehberimiz Liza'dan bize komünizm dönemini anlatmasını iste

Yemek yok

Otelde toplanacaklarmış ama bu sefer yemek yok. Çünkü toplantı saat 13.30'da... Haftaya bugün... Muhalefetin "simgesel" diyeti haline gelen antrikot ya da kalkan ciğeri yeselerdi ayıp olurdu... İmamoğlu'nu destekliyorlarmış gibi bir hava doğabilirdi. Böylece "açız aç" diye bağırmak için de fırsat çıkıyor. "Atraksiyon" için boş tost, hiçli köfte fal

Dünle beraber gitti cancağızım

Kemalizm'in belirgin özelliklerinden biri de "tekelci devlet kapitalizmi"... Kemalistler bunu mu istiyorlar Buna mı dönelim Hayır, bu konuda ne istediklerini bilmiyorlar. Düşünmediler. Gerçi "Özelleştirilmiş şirketleri geri alalım" diye bazı fikir kırıntıları yok değil ama onlar düşünmeden sallanmış, sistemleştirilmemiş ıkıntılar. Kırk yıldır tartı

Atatürk'ün yolları

Şimdi durup dururken nereden çıktı, değil mi, Tarkan'ın "Geççek" şarkısını tartışmak varken... Bir arkadaş "Atatürk'ün elini ayağını öpeceksiniz" diyordu da, oradan. Bir başkası "Atatürk'e tapıyorum" demişti. Eh, dağın yamacına gölge vurunca "Ata'sına koşan" olursa, atının ayağına ip bağlayan da çıkar. Bunlar, "Atatürkçülük"ten ne anladıklarını as

Havan ve su

Şu "kararsızlar dağıtıldıktan sonra" muhabbetine çok gülüyorum. Anketlerde hep kararsızlar dağıtılıyor... Hiçbir seçimde kararsızlar eşit olarak dağılmazlar. İstatistik bilimine aykırıdır. Genellikle de iktidar partisine "meylederler", bir kere daha hatırlatmış olalım da sonra kimse ağlamasın. Gene bir OPTİMAR anketi... Bütün bu tantanalardan sonra

Lumpen dalaşı

Gazetelerde, hükümet güzellemesini ya da muhalefet yaygarasını saymazsanız, başlıca iki eğilim göze çarpıyor. Bir: Olmayan futbolun sayfa sayfa reklamı. İki: Çarşaf çarşaf gecekondu magazini. Bunu "lumpen haberleri" diye de genelleyebilirsiniz. Ölüm ve seks... Eros, thanatos... Toplumda başat sınıf lumpenproletarya olunca, haberlerde de, özellikle

Maviliklere dolmuş motoru

Kemal Bey "Nâzım" da biliyormuş... Mal ergenlere "Motorları maviliklere süreceksiniz" demiş. Ama ne yazık ki ergenler Nâzım bilmiyorlar. Vermek istediği "28 Şubat mesajını" bile anlayacakları şüphelidir. Önümüzdeki yıl ilk kez oy kullanacaklar 28 Şubat 1997'de henüz doğmamışlardı... Bu mesaj, en iyisi, Temel Reis'e kapak olsun. "Kontenjandan üç mil

Afiyet olsun

Bu memlekette daha siyasi partilerin sayısında bile anlaşamıyoruz. Kimi kaynak 122 diyor, kimisi 99, kimisi 116... Bu rakamlara kokteyl parti ve seks partisi gibi daha neşeli partiler dahil değil. Bunlardan altı tanesi (seks değil siyasi tabii) biraraya geldi. Gelenler, bunların genel başkanları. Gelip de ne yaptılar Yemek yediler. Ahlatlıbel diye