Engin Ardıç

Sabah

Şaka derken kaka oluverir

Biden bir "dünya savaşından" söz edince işin rengi değişti. ABD ve Rusya şimdilik karşılıklı cilveleşiyor ama işin nereye varacağı belli olmaz... NATO'nun, yeni üyeleri Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya'da hepi topu beş bin asker bulundurmasının "sembolik" olmaktan öte bir anlamı yok. Şimdi Polonya'ya üç bin kişi daha gönderiyor. Rus ordusu onl

Kesiverirler haa!

Kemal Bey elektrik faturasını ödemeyeceğini açıkladı. Bazı arkadaşlar Kemal Bey'in arkasında olduklarını yazıyorlar. Bu da bana bir fıkrayı hatırlattı. Fadime, akşam eve gelen Temel'in boynuna atılmış: "Müjde sevgilim! Bir aylık gecikmem var... Bir yavrumuz olacak!" Temel çok sevinmiş. Ertesi gün elektrik idaresinden bir görevli gelmiş: "Bir aylık

Deli Dumrul vergisi

Her şeyin cılkını çıkarmaya pek meraklı olan ülkemizde "restoran ve kafelerin" bundan geri kalmayacakları belliydi. "Benden atlasın da başkasında patlasın" ilkesi uyarınca yaptıkları ve yapacakları zamlara çeşitli kılıflar uydurmaya çalışıyorlar. KDV de bunun en güzel örneğidir ve halkımızın felsefesine uygundur. Herkes vergiyi birbirine aktarır, v

Boyacının küpü

Ufak çapta bir "olay" çıkacağı belliydi. "Deneyecekler" demiştik, denediler. Sonra hemen "Biz ne halt ediyoruz" dediler, çark ettiler. Adaylığının tartışma konusu edilmesi meğerse Erdoğan'a yararmış! Muhalif yazarlar "aman ha" diye uyarmayı görev biliyorlar. Bu arada olan Kemal Bey'e oluyor ama onun derisi kalındır, aldırmıyor. Bir gün "Erdoğan yen

Gayrıkanuni Kemal

Pek üstünde durulmadı. "Magazin" gibi geçiştirildi. Oysa zavallılığın boyutları büyüktür. Ve de ibretliktir. Kılıçdaroğlu bütün çiftçilere bedava elektrik verecekmiş ya... (Nurettin de sabah saatlerinde bazı belediye otobüslerine bilet kesmiyordu.) Yok, hepsine değil canım, Şanlıurfa'yı ele geçirirse, oraya... Lenin bunu denemiş. Petersburg tramvay

Öyle denmez ayılar

İnadına yapıyorlar... Nasıl olsa "müeyyidesi" yok. Hesap soracak kimse de yok. "Sen ne yapıyorsun hemşerim" diyecek yönetici yok. Düzeltecek "editör" yok. Çağırıp da iki laf edecek müdür de yok. Dilimizi şu "gerçekleştirildi" belasından kurtarmaya çalışıyoruz, bize nanik yapıyorlar. "Oğlum şuna Çıkırdau demeyin" diyoruz, herif inadına, keyifle, zev

Suyu şimdiden çıktı

Su yerine başka bir kelime yazacaktım, kendimi zor tuttum. Türkler Mars'ta arsa alıyorlarmış! "Bizi uzaya götürecek" diye Elon Musk'a kaptırılan paralar gibi değil bu, arsalar Metaverse'te alınıyor. Sanal ortamda sanal arsa... Hangi salak kaç para bayılmış, henüz "muttali" olamadık. Lakin bunları alıp satacaklar. Kendilerinden daha salağını bulup p

Bari bu sefer yemeyiniz

Gerçi yapabilecekleri namussuzluklar arasında "suikast" ihtimalini de göz önünde bulundurmuyor değildik ama... Atatürk'e suikast yapabilecekleri aklımıza gelmemişti! Bunu en son 1926'da İttihatçılar denemişlerdi hani... Çok adam asılmış, kurunun yanında Cavit Bey, Kara Kemal Bey, Ayıcı Arif Bey gibi "yaşlar" da yanmışlardı... Bu bahaneyle, Atatürk'

Yılın şeyi

Bunlar birbirlerine "plaket" vermeyi severler. Evleri, büfenin raflarına ya da televizyonun yanına sıralanmış plaketlerle doludur. Ankara'da plaket üretimine gireceksin, ekmek var. "Yılın şeyini" seçmeyi de seviyorlar. Nasıl olsa memur gazetelerinde yer bulur. Hamburgerci de "haftanın elemanını" seçiyor. En çok satış yapan tezgâhtar üç kuruş fazla

Şaka gibi

Önce şaka sandım... Ya da en azından "asparagas"... Öyle ya, çamur atmak için ellerinden geleni de yapıyorlar gelmeyeni de. Uydurmuş olabilirlerdi. "Osmanlı Partisi" kurulmuş.... Ama öyle bir parti var zaten altı yıldır. Yok, bu "Ocak Partisi" olacakmış. Osmanlı Ocakları kuruyor. Anlaşılan memlekette parti darlığı çekiliyor, Osmanlılar kime oy vere