Denizaltında sanat

"Ey sanat! Seni bana musallat ettiler! Ben de seni başkalarına musallat etmezsem yuf olsun bana!" Bu söz benim değil, reislerin reisi, edebiyatın, resim sanatının, güler yüzün ve aşkların neferi Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun...İşte sevgili okur onun bu sözünü kendime ilke edindim ve o gün bugün , sanatı ve güzellikleri, sizlere musallat etmeye çalışıyorum. Hepsi bu! Üstelik bunu Türkiye'de kin, öfke, nefret ve şiddettin egemen olduğu,masum insanların mesleklerini uygularken öldürüldüğü bir ortamda yapmak, inanın insanın içini çok acıtıyor! Gelin görün kikimselerin ince şeyler düşünmeye vakti ve durumu olmasa da bugün bayram.Bugün size sadece güzelliklerden söz etmek istiyorum. Kendi çıkarları için ülkeyi kurban edenlerden değil! Yaratıcılığı, hayatı,yeteneği, güzellikleri, doğruları, hakkaniyeti yüceltenlerden söz edeceğim. Ama önce hepinizin bayramını kutluyorum. Hayvanlar bir yana, kimseyi kurban etmemenizi diliyorum! Eser sahibi: Mehmet Kutlu. Fotoğrafçı: Tunç Emre Karakoyunlu Baştan başlıyorum: MAVİ SÜRGÜN SERGİSİ Siz hiç, sualtında, denizaltında bir sergi gezdiniz miBugüne dek doğanın yarattığıharikalar dışında denizaltında "sergi", ben ne duydum ne de gördüm. Bir ilk yaşadım ve kendimden geçtim! Bodrum Kumbahçe'de Aşkın Reis'in dalgıç teknesine atladığımda beni ne beklediğini pek bilmiyordum.(Aşkın Cambazoğlu Türkiye'nin ilk sualtı arkeologlarından biri ve Bodrum Yarımadası'nda dalgıç turizmini başlatanların piri) Karaada'nın arkasında "Kaçakçılar Koyu" diye bilinen yere vardığımızda, su yüzüne çıkan baloncuklardan denizaltının dalgıçlarla dolu olduğunu kavradım. Suyun üstünde ise şnorkelliler! Bendalgıçlığı çoktan bırakmıştım, şnorkelleri taktığım gibi, son yılların en ilginç sergisini gezmeye başladım... Suyun altında sanatla doğa kucaklaşmış; farkındalıkla estetik buluşmuştu. İnsanın hoyratlığına, tüketiciliğine, doğayı sömürmesine, içinde yaşadığımız şiddete meydan okuyan heykeller ve seramik eserler, izleyeni farkındalığa zorluyordu! Kimi kışkırtıcı (denizde açmış kırmızı gül ve renkli büyülü motifler, rölyefler!) (deniz kabukları ve yıldızlarıyla dolu sanduka) kimi gizemli (karpuz yiyen kadın; ve düşünen dalgıç heykeli), kimi isyankâr (boynuzlu yaratıklar, yem olan balıklar)... Serginin adı "Mavi Sürgün"dü. Halikarnas Balıkçısı'na göz kırpıyordu! Serginin sanat danışmanı Tao Ulusoy'du... Eser sahibi: Esra Sağlık. Fotoğrafçı: Tunç Cambaz YAŞASIN BODRUM MÜZESİ! Her şey Bodrum Deniz Müzesi ve Mavi Ege Denizi Rotary Kulübü'nün ortak çabasıyla başlamış,sonra resmi ve gayri resmi kurumların (kaymakamlık, belediye, dalgıç okulları vb.) katkısıyla ve meRQez Art sponsorluğuyla gelişmişti... Bodrum'da yerleşik 22 sanatçıdan, denizin dibinde sergilenebilecek eser yaratmaları istenmişti. Bodrum Deniz Müzesi'ni, yazılarımı okuyanlar anımsarlar: Bodrum tekneleri,deniz kabukları koleksyonu ve Halikarnas Balıkçısı arşiviyle bir mücevher diye daha önce anlattım. Beş yıldır müze müdürü olan Selen Cambazoğlu, genç ve dinamik bir arkeolog. Aşkın Cambazoğlu'nun da kızı.