Yusuf Ziya Cömert

Karar

Para, sahiplerinden akıllıdır

Lafın aslı, "Turpun büyüğü heybede' şeklindedir. Rivayete göre ilk defa 2005'te Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından söylenmiş.Hangi rivayetWiktionary diye bir sözlük var internette. "Türk siyasetçi ve Devlet Başkanı Süleyman Demirel tarafından 2005'te kullanıldı" yazıyor.Deyimi Demirel mi icat etmişDemirel'in Türkçesi düzgündü, dili çok ferah

Haklıyken haklıdan yanayız, haksızken haksızdan

Liberalizmin ağzı burnu dağıtıldı, perişan oldu, yakın zamanda ayağa kalkamaz. Doğu bloku kadar hızlı yıkılmadı, hala bazı aksamı ayakta ama artık anlaşılıyor, biz dünya insanları, yeni bir faşizm evresine giriyoruz.Bu defa çağı yakalamış gibi görünüyoruz. Ya da 'muasır medeniyet seviyesi'ni 'Zamanın ruhu'na uygun davranıyoruz.Ama kötü zamanda yaka

Zeyd Amr'a niye vuruyor

Eski hikayedir, babam anlatmıştı. Babamın kütüphanesinde bir Müncit vardı. Hacimli bir sözlük. Baskısı harikaydı. Kâğıdı kuşeydi. Çocukken açıp içindeki resimlere bakmayı severdim.Babam bu hikâyeyi en az beş altı defa anlatmıştır. Hemen her defasında Müncit elindeydi.Neden Müncit elindeydiÇünkü bu hikâye Müncit'te yazıyormuş, babam rahmetli de orad

Aynanın içindeki adamlar değişik

Bir efsaneydi Recep Tayyip Erdoğan. Ak Parti kurulmadan, Refah zamanında, henüz iktidara gelmeden başlamıştı, dilden dile anlatılıyordu.Politikadan hiç anlamayan, daha çok göbeği olmadığı için bir de Kıbrıs'ta harp ettiği için birkaç defa Ecevit'e rey veren rahmetli Osman Dayımın ağzından işittiğimi bir anlatayım hele."Tayyip, İstanbul metrosunu ya

'Hemi de oruçlu'yuz

Ufukta, memleketin işlerini düzene sokacak, iktisadını, huzurunu, eğitimini, kültürünü, mümkünse ahlaki perişanlığını ıslah edecek bir siyaset görünüyor muBir sakinleşelim. Nefes alalım, sağımızı solumuzu görelim.Var mı böyle bir alamet, bir ihtimal"Allah'tan ümit kesilmez" sözü şifa bulma ümidinin az olduğu durumlarda söylenir.Bizim memleketimizin

Adem'in baz oğullarının başı niye dazlak

Kullar elinden çıkma eski metinleri severim. O metinlerde bir sonsuzluk reçetesi, bir ab-ı hayat, bir iksir bulmayı umduğumdan değil.Hakikat eskilerdeymiş, şimdi her şey yalınkat, sığ, diye düşündüğümden de değil.Sıhhatli bir göz, eski metinlerdeki saçmalıkları da hikmeti de görebilir.Yeni metinlerdekini de görebilir.Yakınlarda Kitab-ı Cabbarkulu'n

Güzel şeydi ufukta hilali aramak

Nerde o eski Ramazanlar' lafını öteden beri sevmezdim.Bir çeşit tarifeyi ifade ediyordu 'Eski Ramazanlar.' Orta halli bir akşam programı. Daha çok siyah-beyaz televizyon zamanlarında.Önce Bektaşilerin namazlarına ve oruçlarına dair birkaç şaka, sonra Direklerarası, kavuklu, pişekar, bulabilirsen Hacivat Karagöz, sağ ve selametteyse biraz da rahmetl

Zulüm Müslümanlar yapınca da zulümdür

Devrim yaptığın zaman memleketi sana 'sıfır kilometrede' bir otomobil gibi teslim etmiyorlar.Bütün 'devrimci' anlatılarda böyle bir zaaf vardır. Biz gelince her şey güzel olacak. Herkes eşit olacak. Herkese adil muamele yapılacak. Zenginden alınacak, fakire verilecek, falan filan.Devrim olunca memleketi çalışır halde devralırsın.Motor yağ yakıyorsa

'Bugün reis için ne yaptın' gerginliği

Seneler önce, İBB Başkanı İmamoğlu henüz İstanbul'a başkan seçilmeden, elime bir mahkeme kararının sureti geçmişti. Harikaydı.Bu kadar güzel bir şey gerçek olmayabilir diye şüpheye düştüm. Birisi uydurmuştur ya da tahrif etmiştir. Avukat arkadaşlarıma gösterdim. Bazılarına da gönderdim. Uyap'tan muyap'tan baksınlar, aslı var mı araştırsınlar.Haber

Güzel yemek pişirmek sahil amel midir

"Amel-i salih"in içine herhangi bir yapaylık sokulmamış, öteye beriye çekilmemiş tercümesi "düzgün iş"tir.Biraz geliştirmek icap ettiğinde 'amel'in biraz çalışmayı da içerdiğini, eskiden işçi yerine kullanılan, bazı yerlerde hala kullanılmakta olan 'amele' kelimesiyle aynı kökten geldiğini, 'imal etmek'le bir alakası bulunduğunu dolayısıyla bir sür