Hasan Abi'nin dergâhı

Hasan Abi'nin (Aycın) ofisi, Aycan Grafik dergâh gibiydi.

Hayır, hayır, bir şeyh-mürit ilişkisi yoktu orada. Daha çok dostane bir ortam vardı.

Hasan Abi'nin de bir ağabey olarak hatırı, saygınlığı vardı elbette. Ama aynı zamanda bir iş yeriydi.

Kitaplar, dergiler orada hazırlanıyor, dizgisi, montajı orada yapılıyor.

Kitap kapakları, vinyetler orada tasarlanıyor.

Yazarlar, yayıncılar, bu hazırlıklar sırasında oraya gidip geliyor, orada vakit geçiriyor.

İsmet Özel, Çıdam Yayınları'nın kitaplarını orada hazırlatırdı mesela.

Dergâh Yayınları yakınlardaydı. Mustafa Kutlu ve İsmail Kara zaman zaman uğrardı.

Mustafa Abi'yi bilirsiniz, hikayeciliğimizin önemli isimlerinden. Dergâh Yayınlarını, Dergâh Dergisini ayakta tutan güzel adam.

İsmail Kara ise Türkiye'deki İslamcılığı en iyi bilen hocalarımızdan.

Ara sıra gönderdiği "Cumaalık" ve "Bayramlık"larının hiçbirini atlamadım, hepsini okudum.

Süleyman Ateş'in tefsiri de orada hazırlandı.

Tefsirin filmlerinden biri kayıp mı olmuştu

Oğlu telaş ediyor. Filmin kaybolması sonraki baskılar için ilave iş, ilave masraf.

Süleyman Hoca, "Filmlerin kaybolması sorun değil, sonraki baskılarda belki görüşümüz değişecek, üzerinde durmaya değmez" diyordu.

Bunu, Süleyman Hoca'nın ilmi konudaki içtenliğinin bir göstergesi sayar mısınız

Ben sayarım, çünkü bizim adamların çoğunun görüşü dünya değişse bin yıl değişmez.

Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk de kitaplarını orada hazırlıyordu.

Daha birçok alim, edip, şair, müellif, iş adamı

Müsiad'ın kuruluş broşürlerini ve amblemini de Hasan Abi hazırlamıştı.

Burada Hasan Abi'nin dergahına gelip giden en az yüz insan sayabilirim.

Hasan Abi'yle ve kardeşleriyle ta Balıkesir'den tanışıyoruz.

İstanbul'a gelince benim de uğrak yerlerimden biri oldu.

Kayıtlar Dergisi'ne de içtenlikle sahip çıktı.

Bize her sayıda bir çizgi vermeyi hiçbir zaman ihmal etmedi.

Dizgiyi Selahattin, mizanpajı Hüseyin Aycın, montajı Mustafa Aycın yapıyor.

Sonradan mizanpaja elim alıştı, ben yapmaya başladım.

Montajı matbaaya ben götürüyorum.

Dergi çıktığında ciltçiden gidip alıyorum. Abonelerin dergilerini bizzat paketleyip postalıyorum. Dergileri kitabevlerine ben dağıtıyorum.

Tabii editörlüğünü de ben yapıyorum.

Dergiyi birlikte çıkardığımız arkadaşlarımla edebildiğim kadar istişare ediyorum.

Zaman zaman ihtilaflarımız oluyor. Onları da hale yola koyuyoruz.

Kimdi o dergiyi birlikte çıkardığımız arkadaşlar

Merhum Ramazan Dikmen, Hasan Aycın, Cemal Şakar, Ömer Lekesiz, Ahmet Şirin, Üzeyir Sali, Hüseyin Bektaş, yazı yazmasalar bile Mustafa Yılmaz, Fuat Susuz.

Tabii ki Hüseyin Atlansoy'u, Kâmil Doruk'u, rahmetli Cemil Çiftçi'yi ve Muhsin Bostan'ı da hatırlamam gerekir.

Hatırımızı sayan, bizi ihmal etmeyen büyüklerimiz de vardı.

Rasim Abi (Özdenören) zaman zaman hikâye ya da deneme göndermiştir.

Alaeddin Abi son büyük şiirlerini Kayıtlar'da yazdı.

Arif Ay dostluğunu bizden esirgemedi.