Yusuf Ziya Cömert

Karar

Terörsüz mü hukuksuz mu

Barış süreci, ikinci çözüm süreci, terörsüz Türkiye, ne derseniz deyin, eğer kazasız belasız, iyi işler başladığı zaman söylerler ya Allah tamamına erdirsin, tamamına erebilirse eğer milli bir bayram ilan edilip her sene kutlanmaya değer.Halkın oylarıyla Meclis'e giren ve Meclis'te grup kuran bir partinin, DEM'in terörün uzantısı olduğu ileri sürül

Âdem değil 'adem

Yurtdışına gidiyoruz, uçağın yolcuları gazeteciler, iş adamları ve siyasetçiler. İnsanların çoğu birbirini tanıyor. Herkes birbiriyle konuşuyor.Ak partinin yeni iktidar olduğu yıllar. Bir arkadaşımız yakınımda bir yerde yerel yönetimlerle ilgili düzenlemeler hakkında bir şeyler anlatıyor. Ara sıra benim gözüme de bakıyor.Ak Partinin âdem-i merkeziy

Keyfime göre deprem hocası

Rahmetli Çömezoğlu Muzaffer, dilbaz bir adamdı. Trabzon'dan, bizim köyden kalkmışlar, Düzce'ye yerleşmişler. Babamla İmamlar'daki evlerine gittiğimizi hatırlıyorum.Nereden açıldıysa bir deprem lafı açıldı. Henüz 17 Ağustos depremi falan yok ortada, çok eski, 70'ler.Babam İsmail Cömert müftü ya, babamın tasdik edeceği bir laf söylemeye çalışıyor."De

Devletlerin 'Kiramen Katibin'i

Romanya diktatöre Çavuşesku 70'lerde ülkesinde yeni yeni gelişen bilgisayar teknolojisinden tedirgin oluyor. 1976'da ülkenin ilk bilgisayar bilimcilerinden Gheorghe Iosifesku'nun Hesap Merkezi'ndeki ofisine bir ajan gönderiyor. Ajan, sabah erkenden Iosifesku'nun ofisine geliyor, bir sandalye çekip yanına oturuyor. 13 yıl boyunca, Çavuşesku devrilen

İktidarı kaybetme korkusu deprem korkusuna galip geliyor

Beceriksizliğimizin yüzölçümü ülkemizin yüzölçümünden geniş.İstanbul depremine hazırlanmak için Allahu Teala bize lazım olan süreden daha fazlasını verdi.Aklımız, güya 17 Ağustos depreminden sonra başımıza gelmişti.Yani 1999'da.İstanbul depremi son kez kapımızı 6,2 şiddetinde çaldığı güne kadar 26 sene geçti.26 senede İstanbul depreme hazırlıklı ha

Yolsuzluk bitti diyen parmak kaldırsın

Bir şeyin nasıl görüldüğü ya da nasıl algılandığı gerçekte ne olduğundan önemlidir.Buna benzer bir cümleyi rahmetli Mahir Kaynak'tan işitmiştim.Bu cümlenin doğru olmaması gerekir aslında.Bir insanın mesela, nasıl göründüğü, gerçekte ne olduğundan veya kim olduğundan niçin daha önemli olsunAma enformasyon çağındayız.(Byung Chul Han'dan ödünç alarak

Cahiliye asabiyetine sımsıkı sarılalım

En yakın, en kolay rastlayabileceğimiz örnek, TV ekranlarındaki politik tartışmalar.Bazı televizyonlar farklı görüşlerin tartışmasını sevmezler.Aynı kafada adamları, 'öteki'ni çekiştirsinler, 'öteki'ne atıp tutsunlar diye seyircinin karşısına dizerler.Bu bir tercihtir. Pek eğlenceli olmaz. Elemanlar kendileri çalar, kendileri söylerler.Bazen kavukl

İhtilal yapan bilgisayar

İnsanlar kâinatta hayat izleri arıyor. Uzaylı mahlukatı çok merak ettikleri için miBir dereceye kadar.Asıl saik, insanın toprağa ya da araziye olan düşkünlüğü.Amerika keşfedilince Avrupalılar için yeni bir gezegen keşfedilmiş gibi oldu. Hem oraya nüfus taşıdılar hem kaynaklarını kullandılar.Dünya nüfusu hızla artıyor. Kaynaklar ise sınırlı. Belki n

Bu mu devletin 'baba'lığı

"Yüreğimiz elimizde barış için geziyoruz" diyordu son konuşmalarından birinde Sırrı Süreyya Önder.Boşuna söylemiyormuş. Elindeymiş yüreği."Feleğin çemberinden geçmiş" deriz başına çok iş gelmiş, çok badirelerden geçmiş, "Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüş" insanlar için.Öyle biri midir Sırrı Süreyya ÖnderGördüğü hazan bir kişi için fazla;

İran'la takışmama planımız var mı

Hafız Esat döneminin Suriye'sini biliyorum.'Biliyorum' derken, okur-yazar, dünyada olan bitenlerden haberdar olmaya çalışan bir genç adam olarak biliyorum. Yoksa orada yıllarca yaşamadım. 1981 yılında gelip geçmiştim, Humus'u, Şam'ı görmüştüm, o kadar.Bir gerilim vardı ülkede. Sokaklarda kamuflajlı askerler, köşe başlarında zırhlı araçlar.Sevimsiz,