Yasin Aktay

Yeni Şafak

Bir tarih kuyumcusu Mikail Bayram Hoca'nın ardından

Uzun süredir tedavi görmekte olan değerli Selçuklu tarihçisi Prof. Dr. Mikail Bayram Hoca'nın dâr-ı bekâya irtihalini bildiren haberini, Şehit İsmail Heniyye'nin cenazesi için Doha'ya indiğimiz dakikalarda öğrendik. Bu da öyle bir tevafuk. Doha'dan aynı gün dönüp ayağımızdaki şehit kabristanının tozuyla Mikail Bayram hocayı son yolculuğuna uğurlama

İsmail neyin bedeliydi, Heniyye'nin fidyesi ne olur

DOHA İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Hayatın bizim için ne anlama gelmesi gerektiğine dair hayatıyla, mücadelesiyle, felsefesiyle, neredeyse bütün yakınlarının ölümüne karşı sergilediği duruşla, metanet ve sabırla ve nihayetinde kendi ölümüyle şehadet ederek muhteşem dersler veren çağımızın İsmail'inin dergahındayız. Hz. İsmail kurban edileceği

Heniyye cinayeti İsrail'in gücünün değil aczinin işareti

İsmail Heniyye suikastı İsrail'in ilk kalleşçe, hunharca suikastı değil, sonuncusu da olmayacak gibi. Bu cinayetlerinin sonucunda her seferinde öncekinden farklı sonuçlar almayı umdu, tamah etti, tenezzül etti İsrail, ama şimdiye kadar bu şekilde işlediği cinayetlerden hiçbir farklı sonuç elde edemedi. Haksızca, kibirle, istiğnayla, şımarıkça yürüt

Bir mesaj olarak Taha Abdurrahman

Taha Abdurrahman'ın başka ülkelerde, hatta kendi yetiştiği yerde bile görmediği teveccühü Türkiye'de görmüş olması anlaşılması gereken ve birçok açıdan üzerinde durulmayı hak eden bir olaydır. Belki başka türlü mülahazalara açık bir konu olabilir ama, Türkiye düşünce hayatı itibariyle dışarıdan fikirlere hiç kapalı olmamıştır. Tabi mülahazaların ön

Türkiye'de Taha Abdurrahman rüzgârı

Türk okuyucusunun kitaplarıyla son 4-5 yıldır (Pınar Yayınları) tanışmaya başlamış olduğu ünlü Mağripli (Faslı) düşünür Taha Abdurrahman geçtiğimiz hafta içinde Türkiye'den arka arkaya verdiği konferanslarla adeta bir rüzgâr gibi geçti. Prof. Dr. Mehmet Görmez'in başkanlığını yaptığı İslam Düşünce Enstitüsü tarafından organize edilen programlarla ö

O alkışlar Amerikan demokrasisinin ölümüne

Soykırımcı İsrail'in eli kanlı Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'ndeki hitabı ve Kongre üyelerince defalarca ayakta alkışlamasına dair görüntüler ne kadar gerçeküstü gibi gelse de, çağımızın, içinde bulunduğumuz dünya düzenimizin, modernliğimizin, çağdaşlığımızın gerçek yüzünü temsil ediyor. Tabi yaşanan gerçeklerle temsil arasındaki me

Zamanın ruhu bizden ne istiyor

Gazze'de işgalci İsrail'in 290 günü bulan katliamlarına ABD sınırsız desteğini vermeye devam ederken aynı anda Suriye'de güya bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütüne de aynı pervasızlıkla sınırsız desteğini vermeye devam ediyor. Üstelik verdiği bu destek NATO'da müttefiki olan, ittifakın en büyük ikinci ortağına karşı bir saldırganlık, bi

Günümüze, yarınımıza doğru, küçük bir tarih turu

İçinde bulunduğumuz bölgede sular yine kaynıyor. Belki "Ne zaman duruldu ki" diye sorulabilir ki, hiç de haksız bir tepki olmaz. Ama bu seferki kaynamalar, fokurdamalar, 1. Dünya Savaşı sonrasından itibaren kurulmuş olan, başka kılıflar ve örtülerle kamufle edilmiş, örtbas edilmiş bazı düzen ve tezgâhları açığa çıkarıyor, onlarla yüzleşmeye, hesapl

Doğu Türkistan'a da baksak, göreceğimiz şey

Siyonist işgalci İsrail'in Gazze'de bütün dünyanın şahitliğinde irtikap ettiği soykırım vahşeti 288. gününe ulaştı. Bütün insanlığın gözü önünde cereyan ediyor olduğu için dünyanın başka yerlerinde cereyan eden başka soykırımları veya Islamofobik katliam ve zulümleri doğal olarak kenarda bıraksa da unutturmamalı. Bugün dünyada sistematik katliamlar

Benim ülkem, kapanın elinde kalacak bir mülk müdür

"Benim ülkem" son zamanlarda dillere iyice pelesenk olmuş bir deyim. Siyasete, iktidara, muhalefete, başkasına (trend deyimle öteki'ne) yönelik bütün olumsuz duygularımızı ifade ederken sarıldığımız bir silah. Bizi rahatsız eden, uykumuzu kaçıran, irrite eden her durum karşısında sarıldığımız bir kucak. Beğenmediğimiz her durumda yazıklandığımız, h