Yasin Aktay

Yeni Şafak

22 Ekim'den 8 Aralık'a: Hayat hiçbir teoriye sığmazmış

Son birkaç aydır Suriye, Kürt meselesi ve Ortadoğu denkleminde yaşanan gelişmeler insan planlamaları ile sahada gerçekleşenler arasındaki mesafelerle ilgili çok enteresan bir görüntü arz ediyor. Bu görüntünün bir tarafı tabii ki oldukça ibretlik ama bir tarafı da büyük sosyal hadiseler ile insan iradesinin bazen nasıl birbirinden bu kadar kopuk ola

Esed'in yasını kim tutuyor, arkasından kim ağlıyor

Bu devirde insanlık için tam bir skandal olan bu rejimin arkasından görebildiğimiz kadarıyla Suriye halkı içinde bir ağlayan yok, ama yas evi bizde kurulmuş gibi.

2025'in ilk günü münasebetiyle, Allah'ın günlerinin dolaşımına şahit olmak

Yılları, ayları, haftaları, günleri, istikametimizi bulalım diye yaratan Allah'a şükürler olsun. İnsanlar arasında dolaştırdığı günleri, yılları üzerimizden akıp gidiyor. Bu günlerin kalıcı olduğunu zanneden insanlar bu akışın ancak sarsıntılı, girdaplı, fırtınalı anlarında akışın farkına varıyorlar ama ne varış. İnsanın feleği şaşıyor. Bu günleri

"De ki: Müslüman olduk diye bana minnet etmeyiniz! Bilakis"

13 yıl önce yaşadığım bu anekdot bütün Arap dünyası için sıradan bir algı. Aradan geçen zaman içinde, Türkiye'nin Erdoğan liderliğinde birçok atılımıyla, Müslümanlara hizmetiyle ve bilhassa bugünlerde Suriye'de yaşanan devrimle bu algının daha da pekişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse yüzyıldır İslamsız Türklük siyasetiyle esamisi unutulmuş Tü

"Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder"

Açıkçası bu cümleler benim duymaktan ve karşılığını sahada görmekten büyük bir gurur ve sevinç duyduğum şeylerdi. Çünkü beni de var eden itikadi ve ahlaki kodların, hadi daha entelektüel bir tabir kullanalım, teorik yaklaşımlarımın mümkün ve gerçekleşmiş pratiğini görmüş olmaktan dolayı bana büyük bir heyecan veriyordu. İntikamsız bir zafer, Peygam

Esed Erdoğan'ın çağrısına olumlu cevap verecek diye çok korktuk

Suriye'de 14 yılın büyük düğümünü 12 günde çözen büyük devrimin izlerini Suriye topraklarında, Halep, Hama, Humus ve Şam'da sürmeye devam ediyoruz. Sanırım en son 14 yıl önce gelmişim Şam'a. Gecenin bir yarısında çıkıp gezdiğim Şam sokaklarının önemli bir kısmını hiç değişmemiş olarak buldum. Zaten Şam'ın bombardımanlarla yıkılmış olanların dışında

Özgür Suriye'de Türkiye havaları

Gördüğümüz ve kendisiyle konuşmalarımızdan anladığım kadarıyla savaş yorgunu bir Suriye halkına şu andan sonra yeni maceralara sokmak gibi bir niyeti yok Şara'nın. Bunu da şu mülakatımızda zikrettiği şu sözlerinde açıkça ifade etmişti zaten: Bunun ötesinde bütün İslam dünyasının sorunlarını çözmek gibi, gücümüzün üstünde ve bizi asıl halkımıza karş

"Suriye'nin tamamı bir zindandan çıkmış gibi"

Şimdi zincirlerinden kurtulmuş bir Halep'i kim tutar diyor Türkiye'den buradaki ailesine yeni kavuşmuş ve Türkiye'de okumuş bir akademisyen.Güçlü ve zengin bir ülke olabilmek için Suriye'nin her türlü malzemesi mevcut aslında. Arazisi tarıma son derece elverişli, insanı olabildiğince çalışkan. Ama bütün bunlara şimdi çok daha büyük bir sosyal serma

Düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez

Yeni Anayasa tartışmaları mutat olduğu gibi gelip Anayasanın ilk maddelerinin değişip değişmemesi meselesine dayandı. Aslında darbeciler tarafından yapılıp bu topluma dayatıldığı günden beri defalarca değiştirilmesi gündeme geldi, tamamen veya kısmen. Birçok maddesi değişik vesilelerle değişti. En kapsamlı ilk değişiklik diyebiliriz ki tam da onu b

Mevlid-i şerifin idrakine hasret dünyamız

Ahir zamandır, kötü zamanlardır, insanın insana kurt olduğu, kıskandığı, zulmettiği, sömürdüğü, yediği bir dünyada yaşıyoruz. Ne zaman böyle olmadı ki İnsanlık olarak trajedimiz bu değil mi Dünyanın daha iyi ve daha kötü arasında salınıp gittiği bir sarkaç işliyor tarihte. Bu sarkaç insanlık tarihinin genelinde işlediği gibi bir toplumun kendi tari