Hindistan'ın Nazileşmesinin yeni aşaması: Sınırötesi saldırganlık

Enteresan bir nokta, Hindistan, Keşmir dolayısıyla Pakistan'la yaşadığı gerilimlerini şu ana kadar Hindistan içindeki Müslüman vatandaşlarına bu kadar yansıtmamıştı. Ancak şimdi tırmandırılan ırkçı nefret hem Keşmir sorununa yaklaşımı daha fazla belirlemekte hem de Keşmir meselesi Hindistan'ın kendi Müslüman vatandaşlarına bakışını belirlemektedir.

Tabii daha da enteresanı Hindistan'ın bu İslam düşmanı ırkçı politikaları benimsemesinin İsrail'le ilişkilerin gelişimine paralel ilerliyor olması. Modi yönetimindeki Hindistan, Müslüman nefretiyle, Keşmir dışındaki Müslüman bölgelere de bir işgalci gibi davranıyor. İsrail'le ilişkilerden öğrenilen ve ithal edilen model, tıpkı Filistin'de olduğu gibi işgal, soykırım ve en iyi ihtimalle bir apartheid yönetimi uygulamak.
BARİ BURADAN BİR İSLAM BİRLİĞİ ORTAYA ÇIKAR MIBütün bunlar olurken dünyadan Pakistan'ın lehine bir tutum, bir ses beklemek boşuna mı Gerçi Keşmir Sorunu, sadece Hindistan ve Pakistan arasında değil, aynı zamanda Çin'in de dahil olduğu, bölgesel ve küresel güvenliği etkileyen bir ihtilaf haline gelmiş olduğu için Pakistan bu süreçte yalnız olmayacaktır. Pakistan'ın Hindistan'ın tahriklerine gelmeme konusunda sergilediği soğukkanlı tutum ve uluslararası toplumdan gelen sükûnet çağrıları savaşın daha da fazla alevlenmesinde engelleyici olabilir. Elbette Türkiye bu süreçte taraflara sükûnet çağrısı yapsa da Pakistan'ın yanında en açık tavrını ve desteğini ortaya koymuştur. Ancak gönül arzu eder ki, bütün İslam dünyası tam da böyle bir olay vesilesiyle Pakistan'ın yanında ortak bir tavır koysun. Böylece Hindistan, içindeki sayıları 200 ila 300 milyon arasında Müslümanla da bir dayanışma sergilemiş olsun. Gazze konusunda bir türlü harekete geçemeyen Müslümanların birliği bu vesileyle ortaya çıkabilir mi Hele bir de dün yeni