Risale-i Nur'dan tebliğ düsturları

Ahirzamanın maddî manevî fırtınalarında asıl vazifemizi unutmamak için Nur Külliyatı'ndan derlediğimiz prensipler:1. Tebliğ, İslâm hakikatlerini önce nefsimize sonra bütün insanlığa anlatıp yayılmasına gayret etmektir. Yani ilây-ı kelimetullahtır. Bediüzzaman Hazretleri; geçmiş asırlarda farz-ı kifaye olan ilây-ı kelimetullahın bu asırda farz-ı ayn olduğunu belirtir. (Hutbe-i Şamiye) 2. Tebliğ "duyurma, haber verme" anlamına gelir. "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek, tanınmak istedim; bu sebeple de Beni tanımaları, gizli kemalât ve cemâlimi bilmeleri için mahlûkatı yarattım" hadis-i kudsîsinde Rabbimiz kendisini insan, cin ve meleklere tebliğ edip tanıtır. Rahman ve Rahim olan Rabbimiz kullarına şefkatle davranır. Kullarının da birbirlerine şefkatlli olmasını emreder. 3. Bediüzzaman Hazretleri "Lisanın Kur'ân âyetlerini âleme duyururken hal ve etvar ve ahlâkın da onun manasını neşretsin, lisan-ı halin ile de Kur'ân'ı oku. O zaman, sen dünyanın efendisi, âlemin reisi ve insaniyetin vâsita-i saadeti olursun" ifadeleriyle Müslümanlar için hal lisanının önemini belirtir. (Tarihçe-i Hayat) 4. İkna metodu şefkat ve sabır ile kullanılmalı, tahakkümle değil lütuf ile ıslaha çalışmalıdır. Zira medenilere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir. 5. Kur'ân-ı Hakîm üslûbundaki i'câz ile bedevilerden âlim zatlara kadar, çeşitli tabakadaki muhatapların anlayış ve ilim derecelerine göre hitap eder. Tebliğde muhatabın anlayış derecesi önemlidir. 6. Fıtratı değiştirmek yerine, doğru yönde kullanmak teşvik edilmelidir. Bediüzzaman Hazretleri "Adavet etme demek yerine, adavet etmek istersen kalbindeki adavete adavet et demeli" şeklinde bu düsturu örneklendirir. 7. İnsanlara